Yıl, 1938, Aylardan Kasım, Kasımın 10. günü, saat 09.05. Yer, İstanbul Dolmabahçe Sarayı. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, hasta yatağında, benzi solgun, yorgun, gözlerini açıyor ve başını hafifçe sağa çeviriyor, Gök Mavisi gözlerinde bir ışıltı, rengi düzeliyor adeta ve ''Aleykümselam '' diyor. Dudaklarında bir tebessüm, derin bir nefes veriyor, sora ruhunu teslim ediyor.
O, Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Anasının Mustafa'sı, Öğretmeninin Kemal'i,
Bingazi, Arap Yarımadası, Çanakkale
, Sakarya ve Dumlupınar'ın Gazisi, Türk Milletinin Atası, Atatürk, her fani gibi ebediyete göç ediyor, Uçmağa varıyor.
O, Yıkılan bir İmparatorluğun külleri arasından, bu İmparatorluğun öz cevherinde var olan Türk’ ün milli şuurunu uyandırarak, her türlü imkansızlıklar içinde başlattığı milli mücadeleyi başarıya ulaştırdı.
O, Dinamik ve çağdaş bir millet ve bu milletin devletini yaratan iradenin güç kaynağı ve lideri idi. Bastırdığı kağıt paranın üzerine Bozkurt koyduruyor...
* Yakın arkadaşlarına, Bozok, Bozkurt gibi soy isimler koyuyor...
* Manevi kızına Ülkü adını veriyor...
* Yusuf Akçura Bey'i İstanbul'u teslim almaya yolluyor...
* Türk Tarih Kurumu, Türk Dil Kurumu'nu kuruyor...
* Asırlar sonra Türk adını vererek Türkiye Cumhuriyeti'ni kuruyor...
* İbrahim Çallı'ya "Ergenekon'dan Çıkış" tablosunu yapmasını istiyor...
*Türk Tarih Tezini hazırlatıyor...
* Anadolu da kazı çalışmaları yaptırıp, Türklüğün izlerini bulduruyor...
* Petrol Ofisine Göktürk simgesi Bozkurt logosunu koyuyor...
* Bozkurt isminde sigara çıkarttırıyor...
* Her konuşmasında Türklük vurgusu yapıyor.
* Anadolu'nun 7 bin yıldır Türk Beşiği olduğunu söylüyor...
* Türklüğün ebedî olduğunu haykırıyor...
* Türk devrimlerini öze dönerek yapıyor...
* Tıpkı Fikirlerinin babası Ziya Gökalp Bey'in dediği gibi...
* Türk'ü Türk yönetmelidir diyor !..
* Türk kültürünü yaşamın her alanında hakim kılmak için çalışmalar yapıyor...
* Anadolu'da, unutulmuş, sinmiş, hor görülmüş Türklüğü şahlandırıyor..
*"Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur..." diyerek kutlanmış Türklüğünü hatırlatıyor...
* Bir Türk Dünyaya bedeldir...
* Ne Mutlu TÜRK'ÜM diyene...
Diyebilen bir lider...!
Bu !0 Kasım da, onu bir defa daha anacağız. Kimimiz, içten, Onu anlayarak, minnetle yad ederek ve emanetine sahip çıkamamanın utancı ile, kimimiz siyaseten, kimimiz mecburen ve bir şeyler söyleyip yazacağız.
Büyük bir Türk milliyetçisi, büyük bir lider ve büyük bir dava adamı olan Atatürk’ ün görüş ve fikri cephesini yansıtan sözlerini onu daha iyi anlamak ve tanımak arzusu ile aynen arz ediyoruz.
ATATÜRK VE TÜRKLÜK
“ Bu memleket, dünyanın beklemediği, asla ümid etmediği bir müstesna mevcudiyetin yüksek tecellisine, yüksek sahne oldu. Bu sahne yedi bin senelik, en aşağı, bir Türk beşiğidir. Beşik tabiatın rüzgârlarıyle sallandı; beşiğin içindeki çocuk tabiatın yağmurlarıyla yıkandı; o çocuk tabiatın şimşeklerinden, yıldırımlarından, kasırgalarından evvela korkar gibi oldu; sonra onlara alıştı; onları tabiatın babası tanıdı;onların oğlu oldu. Birgün o tabiat çocuğu tabiat oldu; şimşek, yıldırım, güneş oldu; Türk oldu. Türk budur: Yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir.”
ATATÜRK VE TÜRK TARIHI
“ Bizim Türk milletimiz eski ve şerefli bir millettir. Zaten Orta Asya’ nın Altay yaylasında yetiştiği için kartalın meziyetlerini daha gençliğinde kazanmıştır. Tâ uzakları görür, hızlı bir uçuşu vardır ve bu ruhu barındıracak kadar kuvvetli bir beden sahibidir. Zaten maddi olsun, dimağı olsun hiçbir sıkıcı hudut içinde durmaz yaradılışta olduğundan, yüksek anayurdunun dünyadan uzak vaziyetine karşı isyan etmiştir. İşte o zaman bu ilk Türkler başlarını alarak dünyanın hem doğusuna hem batısına yayıldılar. Yılmaz atalarımızın bütün bu ilk saldırışlarıyla bugünün Türk milleti olan bizler pek ziyade alakadarız.”
ATATÜRK VE MİLLİYETÇİLİK
“ Biz doğrudan doğruya milliyetperveriz ve Türk milliyetçisiyiz. Cumhuriyetimizin dayanağı Türk topluluğudur. Bu topluluğun fertleri ne kadar Türk kültürü ile dolu olursa, o topluluğa dayanan Cumhuriyet de o kadar kuvvetli olur.”
MİLLİ EKONOMİ
“ Ekonomik kalkınma, Türkiye’ nin, hür, bağımsız, daima daha kuvvetli, daima daha refahlı Türkiye idealinin, bel kemiğidir. Türkiye bu kalkınmada, iki büyük kuvvet dizisine dayanmaktadır.
Toprağın iklimleri, zenginlikleri ve başlı başına bir servet olan coğrafi vaziyeti ve bir de, Türk milletinin, silah kadar makina da tutmağa yaraşan kudretli eli ve milli olduğuna inandığı işlerde ve zamanlarda, tarihin akışını değiştirir kahramanlıklarla beliren, yüksek sosyal benlik duygusu…”
MİLLİ EĞİTİM
“ Türkiye’nin terbiye ve milli eğitim siyasetini her derecesinde tam bir açıklık ve hiçbir tereddüde yer vermeyip kesinlikle ifade etmek ve uygulamak lazımdır. Bu siyaset her manasıyla milli bir mahiyete gösterilebilir. “
MİLLİ KÜLTÜR
“ Şimdiye kadar takip olunan öğretim ve eğitim usullerinin milletimizin gerileme tarihinde en mühim bir sebep olduğu kanaatindeyim. Bunun için bir milli terbiye programından bahsederken, eski devrin uydurma hikayelerinden ve doğuştan mevcut özelliklerimizle hiçbir münasebeti olmayan yabancı fikirlerden, doğudan ve batıdan gelen bütün tesirlerden tamamen uzak, milli ve tarihi seviyemizle orantılı bir kültür kastediyorum. Çünkü milli davamızın tam gelişmesi ancak böyle bir kültür ile temin olunabilir. Gelişigüzel bir ecnebi kültürü şimdiye kadar takip olunan yabancı kültürlerin yıkıcı neticelerini tekrar ettirebilir. Kültür, zeminle orantılıdır. O zemin milletin seciyesidir. “
MİLLİ AHLÂK
“ Milletin içtimai düzen ve sükûnu, hal ve istikbalde refahı, saadeti, selameti ve masuniyeti, medeniyette ilerleme ve yükselmesi için insanlardan, her hususta alâka, gayret, nefsin feragatini ve icab ettiği zaman seve seve nefsinin fedasını talep eden milli ahlâktır. Mükemmel bir millette milli ahlâkiyet icapları, o millet fertleri tarafından âdeta muhakeme edilmeksizin vicdanî, hissi bir şevkle yapılır. En büyük milli heyecan budur.”
MİLLİ BENLİK
“ Dünyanın bize hürmet göstermesini istiyorsak evvela bizim kendi benliğimize ve milliyetimize bu hürmeti hissen, fikren, fiilen, bütün iş ve hareketlerimizle gösterelim; bilelim ki, milli benliğini bulamayan milletler başka milletlerin avıdır.”
MİLLİ VARLIĞIN KORUNMASI
“ Bütün dünya bilmelidir ki, Türk milleti hakkını, haysiyetini, şerefini tanıtmağa kadirdir. Türk vatanının bir karış toprağı için bütün millet bir vücut olarak ayağa kalkar, Haysiyetinin bir zerresine, vatanının bir avuç toprağına vuku bulacak tecavüzün bütün mevcudiyetine vurulmuş bir darbe olacağını artık Türk milletinin fark etmediğini sanmak hatadır.”
MİLLİ ÜLKÜ
“ Bu dünyadan göçerek Türk milletine veda edeceklerin çocuklarına, kendinden sonra yaşayacaklara, son sözü bu olmalıdır. Benim Türk Milletine, Türk Cemiyetine, Türklüğün istikbaline ait ödevlerim bitmemiştir. Siz onları tamamlayacaksınız. Siz de sizden sonrakilere benim sözlerimi tekrar ediniz. Bu sözler bir ferdin değil, bir Türk ulusu duygusunun ifadesidir. Bunu, her Türk bir parola gibi kendisinden sonrakilere mütemadiyen tekrar etmekle son nefesini verecektir. Her Türk ferdinin son nefesi, Türk ulusunun nefesinin sönmiyeceğini, onun ebedî olduğunu göstermelidir. Yüksek Türk, senin için yüksekliğin hududu yoktur. İşte parola budur.”
Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK !
Bu !0 Kasım da, onu bir defa daha anacağız. Kimimiz, içten, Onu anlayarak, minnetle yad ederek ve emanetine sahip çıkamamanın utancı ile, ANLATMAYA DEVAM EDECEĞİZ.
Selam ve Dua İle!.