Ege adının da Aigai, Aegaea, Aigaion’dan geldiği sanılmaktadır” dedi.
Güllüpunar; “Uygarlıkların beşiği olan Anadolu’da yaşama şansına sahip olan bizler, henüz topraklarımızın altında yatan tarihsel miraslarımızın ne kadarını gün yüzüne çıkarabildik. Topraklarımızın üzerinde bulunanları ne kadar koruyabildik. Ören yerlerimizin, antik kentlerimizin, tarihi eserlerimizin araştırılması, korunması, gelecek kuşaklara taşınması ile ilgili ne kadar duyarlıyız? Toplum olarak bu konuda gerekenleri yapabiliyor muyuz?
Çocuklarımıza, gençlerimize antik kentlerimizin, tarihi eserlerimizin taş yığını ve çanak çömlek olmadığını öğretmeli onları araştırmaya ve incelemeye yöneltmeliyiz. Toplum olarak tarihsel miraslarımızın korunması ve gelecek kuşaklara taşınması konusunda duyarlı olmalıyız dedi ve kentin tarihi ile ilgili şunları söyledi: “Manisa’nın Köseler Köyü’nün iki km güneyinde Gün Dağı üzerinde çok önemli bir antik kent AİGAİ. MÖ 7. yüzyılda Kuzey Yunanistan’dan gelip Kuzeybatı Anadolu kıyılarına yerleşen Aiol’ler tarafından kurulan on iki kentten biri. Antik kentle ilgili ilk araştırma 1881 yılında Fransız S. Reinanc tarafından yapılmıştır. Kentle ilgili son dönem kazı çalışmaları 2004 yılından beri devam etmektedir.
Kazılarda bulunan sikkelerin üzerinde antik kentin simgesi karakeçi bulunmaktadır. Kentte yaşayan halk geçimini hayvancılık, tarım ve dokumacılıktan sağlamıştır. Burada üretilen işlenmiş keçi derilerinin, Magnesia ve Smyrna agoralarında satıldığı bilinmektedir.
Kentin kuzeydoğusundaki agora L planında olup yüksek duvarlarla desteklenmiş, L’nin uzun kolu 82.30 m’lik uzun kolu doğuya, kısa kolu da kuzeye yöneliktir. Yapı üç katlı ve on bir metre yüksekliktedir. Alt kattaki dükkanlar dizisi iki bölümlü kare mekanlardan oluşmaktadır. Meclis binası, Çarşı binasının hemen yanında (kuzeydoğusunda) bulunmaktadır. Son yapılan kazılarda 150 kişilik meclis salonu tamamen gün yüzüne çıkarılmıştır.
Kent yaşamı boyunca yağmur suyuna ihtiyaç duyulmuş, tüm cadde ve sokaklar taş döşenmiş yüzlerce sarnıca yönlendirilen kanalizasyon sistemi ile donatılmıştır. Aigai’nin tiyatrosu, mabetleri, gymnasiumu simetrik olarak kuzeybatıda sıralanmıştır. Helenistik Döneme ait tiyatronun MS 17’deki depremden sonra yenilendiği mimari süslemelerinden anlaşılmaktadır. Tiyatronun altındaki terasta gymnasiumu bulunmaktadır. MÖ 3. yüzyılda kurulan Bergama Krallığına Aigai’nin MÖ 218’de bağlanmasından sonra kentin kaderi değişmiş, Bergama Krallığının kurucusu Philetariuos’un büyük yardımlarıyla kent yeniden kurulmuş, en görkemli dönemini yaşamıştır. Akropol’ün yaklaşık beş km güneydoğusunda kentin en büyük tapınağı olan Apollon Khesterios Tapınağı bulunmaktadır. Kentin agorasından yaklaşık yaklaşık beş kilometreli antik bir yolla tapınağa ulaşılmaktadır. Bu yörede halk Apollon Tapınağına Dikilitaş demektedir. MÖ 48’de Prokonsül Servillius İsauricus’un Apollon Khesterios için yaptırmış olduğu bu tapınağın doğusu ayrı bir stoa ile çevrilmiş, kuzeyindeki propylaion’un uzun kenarında on iki, kısa kenarında altı sütun bulunmaktaymış. Ancak şu anda sütunlar çevreye yayılmış durumdadır. Aigai’nin diğer bir Aiol kenti olan Temnos ile birlikte Pers saldırılarına direndiği bağımsızlığını koruduğu bilinmektedir. MS 17’de bölgede meydana gelen büyük depremde yerle bir olan kent İmparator Tiberius’un yardımlarıyla yeniden imar edilmeye çalışılmıştır. Kentin adına son kez MS 5. yüzyıla ait psikoposluk listelerinde rastlanıyor. Kent MS 7. yüzyılda Arap saldırıları nedeniyle terk edilmiş kentteki iskan ise Demirkapı ardındaki sınırlı bir alanda devam etmiştir. Burada yaşayan halk 14. yüzyılın sonlarında Manisa ve çevresini ele geçiren Saruhanoğulları tarafından göçe zorlanmış ve kent terkedilmiştir” diyen Güllüpunar sözlerine şöyle devam etti: “Spilos Dağcılık ve Trekking geçtiğimiz Pazar günü Doğa Yürüyüşüne Köseler Köyünden başladı. Yaklaşık 5 km ‘lik bir yürüyüşün ardından antik kentin akropolüne 5 km mesafede bulunan APOLLON Tapınağına geldik. Tapınak hakkında grubu bilgilendirdikten sonra antik yoldan kentin nekropolüne oradan da akropole yürüdük. Burada kentin 150 kişilik meclis binasını, kentin agorasını, çarşı binasını, dükkanları ve balık pazarını gezdik. Antik kentin tarihi hakkında etkinliğe katılanları bilgilendirdik. Daha sonra Roma hamamını, gymnasiumu ve antik tiyatroyu gezdikten sonra yürüyüşümüzü sonlandırdık. Etklinliğe katılan üyelerimize, doğaseverlere tarihsel miraslarımıza, kültür varlıklarımıza, doğaya ve çevreye gösterdikleri duyarlılıktan dolayı teşekkür ederiz.
AİGAİ Antik Kenti sadece tarihe meraklıların değil, herkesin mutlaka gezmesi gereken bir antik kent. Eğer olanağınız varsa bölgeyi ve antik kentin tarihini iyi bilen bir rehber eşliğinde gezilmelidir.”
Spilos Trekking 05.01.2019 Pazar günü Süreyya-Turgutalp-Bozköy parkurunu yürüyecek. Etkinliğe tüm doğaseverler davetli. Etkinliğe katılmak için en geç 03.01.2019 Cuma günü saat 18.00’a kadar 0 535 728 71 77 numaralı telefonu arayıp kayıt yaptırmalısınız.Ayrıntılı bilgi için //www.spilostrekking.com sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.