Manisa'da Gündem

Binlerce yıllık tarihin gönüllü koruyucusu

ÖZEL HABER

Manisa’nın Salihli İlçesi Sindel Mahallesi yakınlarında bulunan ve yapılan son araştırmalarda 10-15 bin yıllık olduğu tahmin edilen insan ve hayvan ayak izi fosilleri, 62 yaşındaki Bekir Üçtaş tarafından korunuyor. Binlerce yıllık ayak izlerinin yok olmaması için adeta nöbet tutan Bekir Üçtaş, ayak izlerini görmek için gelen yerli ve yabancı turistlere ayak izlerini tanıtıyor.

Manisa’nın Salihli İlçesi Sindel Mahallesi yakınlarında bulunan insan ve hayvanlara ait fosil ayak izleri, bölgenin SİT alanı olarak ilan edilmesine rağmen yeterince korunmuyor. Kula Yanardağı’nın patladığı ve küllerini saçtığı zamanda oluştuğu düşünülen ayak izlerinin gönüllü koruyucusu ise Sindel Mahallesi Muhtarı 3 çocuk babası 62 yaşındaki Bekir Üçtaş oldu.

Mahallesine yaklaşık 1 kilometre uzaklıktaki alana gelip her gün kontrol eden ve evinden de alanı gözleyen Bekir Üçtaş, 2009 yılından bu yana tarihin kaybolmaması için çalıştığını söyledi. Kültür ve Turizm Bakanlığı’na da ayak izlerinin korunması için yazı yazdığını, ancak bir cevap alamadığını anlatan Üçtaş, “Şuan burada yaklaşık 100 ayak izi var. Sağlam olanlar ise 40-50 civarında. 1962 yılında ayak izleri meydana çıktı. Biz buradan inşaat malzemesinde kullanılan toprak alıyorduk. Bir şoför bunu fark ediyor. ‘Burada insan izleri var’ dediler. İnsan izlerini küreklerle buraya kadar açtık. Ayak izlerinin hepsi çok belirgindi. Bu ayak izleri tesadüfen bulundu. Ayak izleri bulununca buradan toprak alımı yasaklandı” dedi. 

HEM KORUYOR HEM DE GELENLERE TANITIYOR

Ayak izlerini görmek için bölgeye gelen kişilere rehberlik eden Üçtaş, bazı ayak izlerini de toprağın altında tutarak koruma altına aldı. Ayak izlerinin zamanla güneşten ve doğa olaylarından etkilendiğini aktaran Üçtaş, “İzlerin bazıları toprak altında, bazıları da tahrip edilmiş. Ben 2009 yılında muhtar oldum. Buraya gelenlere tanıttım. Benim korumam da bir yere kadar oluyor. Burada birini gördüğüm zaman izlere geldiği belli oluyor. Evimden de sürekli burayı gözlüyorum. Görmek isteyenlere yardımcı oluyorum. Yabancıların ilgisi çok fazla. Almanlar geldi, hayran kaldılar. Buradaki izlerin tamamı açılıp, sağı soluna tel örgü çekilmeli. Üzeri de camekanla kapatılmalı” diye konuştu. 

“TARİH YOK OLMASIN DİYE UĞRAŞIYORUM”

Binlerce yıllık ayak izlerinin kıymetinin bilinmemesinden dolayı çok üzüldüğünü dile getiren Üçtaş şöyle dedi: “Bu izlerin gönüllü koruyucu oldum. Tahrip olmasın diye çok uğraşıyorum. Tarih yok olmasın, kaybolmasın diye uğraşıyorum. Türkiye için bu bir nimet. Bu kadar fazla ayak izi Avrupa’da olsaydı biz Türkler göremezdik. Biz ne yazık ki kıymetini bilmiyoruz. Böyle harap olup gidiyor.”

“DÜNYANIN EN ESKİ AYAK İZLERİNDEN”

Fosil ayak izleri üzerinde 2 yıldır çalışma yürüttüklerini açıklayan Celal Bayar Üniversitesi Jeopark Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Erdal Gümüş, ayak izlerinde yaş belirleme çalışmalarının sürdüğünü söyledi. Daha önce ayak izleri hakkında 26 bin yıllık olduğuna dair tahminler olduğunu kaydeden Gümüş, bu rakamın iddialı olacağını belirterek, son çalışmalarda 10 ila 15 bin yıllık olduklarına dair verilere ulaşıldığını söyledi. Gümüş, “Her seferinde temiz yaş elde etmek açısından bir adım ileri gidiliyor. 2 yıldır bir çalışma yapıyoruz. Örneklerin bir kısmı Türkiye’de, bir kısmı Fransa’da inceleniyor. Uzun süren laboratuar çalışmaları gerekiyor. Biz günümüzden 10-15 bin yıl öncesine ait olduğunu düşünüyoruz. Dünyanın en eski ayak izlerinden bir tanesi burada. Sahanın korumasında sıkıntı olduğu için çok fazla tanıtım yapılmıyor. Prehistorik insana ait fosilleşmiş ayak izleri bunlardan en kıymetlisi. İnsanoğlunun iki ayak üzerinde duruşunun çok net bir kanıtı burada. Bu insanların nasıl yürüdüğünü ve kilolarını dahi anlayabiliyoruz” dedi. 

“VOLKANLAR PATLARKEN İNSANLAR ORADAYDI”

Ayak izleri volkanik küller üzerinde olduğu için burada yaşayan insanların Kula volkanlarının son patlamasına tesadüf ettiklerinin en güzel kanıtı. Yani Anadolu’da volkanizma varken oralarda dolaşmışlar.Volkanların çıkardığı kül az olduğu için yanmamışlar. İnsanların ayak izleri volkanik küller üzerinde kalmış. Gizemini koruyan meselelerden bir tanesi de bu insanlara ait o sahada bir yaşam alanı bulamadık. Herhangi bir alete rastlanmadı. Ayak izleri var ama bu insanlara ait daha fazla envanter olmak durumunda” diye konuştu. 

AYAK İZLERİNDEN BAZILARI YURTDIŞINA KAÇIRILMIŞ

Sahanın korunması gerektiğine dikkat çeken Yrd. Doç. Dr. Gümüş, ayak izlerinin geliştiği kül malzemenin dayanıksız olduğunu söyledi. Gümüş, “Nemden bile etkileniyor. Bunun için bazıları toprak altında muhafaza ediliyor. Bu sahada 60 çifte yakın ayak izleri tespit ediliyor. Yol yapımı zamanında kazara bulunuyor. Bir kısmı tahrip edilmiş, bir kısmı yurtdışına kaçırılmış. Sahada bırakılanlar açılıp kapatılırken tahrip edilmiş” dedi. 

Nermin UÇTU 


Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.