Manisa'da Gündem
2025-01-17 07:00:00

Ülkenin Siyaset Tarihinden

Celil Altınbilek

17 Ocak 2025, 07:00

Siyaset kavramı, Tarihimizde devletin hedefleri yönünde, dış devletlerle olan ilişkilerinde takip edilen yol ve iç siyasetinde kendi çizgisi üzerinde gerçekleştirdiği uygulamalar olarak sürüp gitti.

Özellikle, Osmanlı’da devlet Adamlarının, üst idarecilerinin ve aile fertlerinin ve de zaman zaman kadın sultanların güçleri, hırsları, etkisi altında belirli güç odakları oluşturmalarıyla devam etti. Bu çeşitli güçlerin oluşturduğu, adına ”parti” de diyebileceğimiz çevrelerin, kuvvetleri nispetinde, etki alanları arttı veya azaldı.

Batı Medeniyeti teknolojiye hâkim olup, söz hakkını ele geçirince, bizim devlet kadememiz, ileri gidiş için çareler aramaya başladı. Çeşitli ıslahat hareketlerini başvurdu, bunun bedeli kimi zamanda canıyla ödedi. 

On dokuzuncu asırda devlet, gençlerini, görgüsünü arttırıp ülkeye faydalı olması için Avrupa’ya gönderdi.

Batı ile ilişkiye girmiş, Batıyı tanımış Türk Aydını, halkın da iktidarda söz hakkının olması için mücadele etti. Bu mücadeleyi yapan Genç Türkler, yurt içinde başarılı olamayınca yurt dışına gittiler. Orada mücadeleye devam ettiler. Onlara en büyük destek de, dış ülkelerden ve kişilerden geldi.

Rusya’ya karşı batı dünyası ile birlikte Kırım Harbi(1853) yapıldı. Bundan kısa süre önce Balta Limanı Antlaşmasıyla, mali yönden teslim olan devlet, Kırım Harbiyle büyük borçlanmaya maruz kaldı, iktisadi olarak iyice çöktü.

Bu zor durumda Devlet, Batı Dünyasının dayatmasıyla, bizim derdimizin dermanı olacağını sandığımız 1856 Islahat Fermanına imza attı ve memleketin kurumlarında birçok değişikliklere yer verdi.

Ezeli düşmanımız Ruslar ile yapılan ve facia ile biten 93 harbi sonrasında, iktidara gelen Sultan Abdülhamid söz verdiği üzere birinci meclisi açtı ve parlamenter sisteme geçildi. Bir imparatorluk coğrafyasında, Batı’sı ve Rusya’sıyla güçten düşen Osmanlıyı yutmak için çabalarlarken, bir de içte parlamentodaki ayrılıkçı eğilimlerle yüzünden parlamento tatil edildi. 

Geri gidişe dur demek, dünyaya ayak uydurmak gerekiyordu. Artık memlekette tohumları Genç Türklerce atılmış ve idarede söz sahibi olmak isteyen, memlekete faydalı olmak niyetinde bir aydınlar topluluğu vardı. Bu gelişmeler artık ülkede geri dönülmez değişikliklere kapı açıyordu.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.