Kulüp Başkanı Mehmet Güllüpunar: “Şimdiye kadar gittiğimiz yerler arasında en etkileyici olanlardan biriydi burası. Turizm açısından da geniş bir potansiyele sahip olan Hermos Kanyonu doğal dokusuna ve çevreye zarar verilmeden düzenlenebilir. Kanyon keşfedilmeyi bekleyen saklı bir cennet.
Adala yerleşim yerine bitişik halde bulunan kanyonun üstünden yürümeye başladığımız patikanın dört yanında çevredeki volkanların püskürmesi sonucunda yayılan lavların so-ğuyup taşlaşması sonucunda ilginç bir manzara ortaya çıkmıştı. Bu oluşum uzun süre devam etmiş kanyona vahşi, büyüleyici, esrarengiz bir görünüm kazandırmıştı.
Kanyonla İlgili Bu yörede halk arasında mitolojik bir öykü de anlatılmaktadır: Bundan yaklaşık 20 bin yıl öncesinde Çakallar Volkanik Konisinin lav akıntıları, kula Kula volkanik lav akıntıları ile birleşerek batıya doğru akarak önündeki yerleşim yerine doğru gelmesinden ürperen halk silahlanıp ayaklanır. Din adamlarına koşarlar. Satatala (Satala) denilen kentin din adamları tanrılarına yalvararak, büyük bir inançla (Satetkitala) yani “Dur ya zavallı” diyerek bağırırlar. İşte bu bağırıştan, bu yalvarmadan sonra Lav akıntısı burada durup kalmıştır.
Adala’ya yaklaşık 7 km mesafede Hermos Kanyonu üzerinde yaz kış 30 metre yükseklikten akan Su Uçtu şelalesini görme fırsatımız oldu. Bu şelalenin hemen yakınında hidroelektrik santrali bulunmaktadır. Şelaleden uzaklığı 500 metre olan hakkında fazla bilginin olmadığı Osmanlı mimarisinin ilk döneminin özelliklerini yansıtan Kız Köprüsünden geçerek Demirköprü barajı dolgu gövdesinin hemen dibindeki Tatar Alabalık Çiftliğine geldik. Tatar Alabalık çiftliğinin bulunduğu alan ve mekan son derece güzeldi. Dönüşümüz kanyonun alt kısmından oldu. Yine keşfederek, çevreyi gözlemleyerek devam ettik.
Biz bu kanyonda her yürüyüş sezonunda doğa yürüyüşü yaparız. Her yıl kanyonun daha da kirletildiğine tanık oluyoruz. Buraya piknik için gelenlerin etrafa bıraktıkları naylon poşetler, pet şişeler, teneke kutularla kanyonun iki yakası çöplük haline gelmiş, çevredeki kirlilik nedeniyle kanyondan akan su koyu gri bir renk almıştı. Toplum olarak en başarılı olduğumuz alanlardan birinin doğal güzellikleri yok etmek, tarihsel miraslarımıza sahip çıkmamak ve çevreyi kirletmek olduğu gerçeği bizleri derinden üzüyor.
Gelecek kuşakları doğa sevgisi ve çevre bilincinden yoksun olarak yetiştirmeye devam edersek ve doğa katliamlarını ve çevre kirliliğini durduramazsak sonumuz kötü olacak. Su kaynakları kuruyacak, her yer çölleşecek, canlıların birçoğunun nesli zamanla yok olacak. Sonunda sıra insana gelecek. Ve insan kendi eliyle neslini yok etmiş olacak.
Toplumda doğa sevgisi ve çevre bilincinin oluşturulması, bu kültürün toplumun tüm kesimlerine yayılması, özümsenmesi, içselleştirilmesi çabası başta doğaseverler ve çevreciler olmak üzere, sivil toplum örgütleri, sendikalar, yetkililer, yöneticiler, öğretmenler, anne-babalar bu konuda toplumun duyarlı tüm kesimleri için ertelenemez bir görevdir.
Spilos Dağcılık ve Trekking Kulübü üyeleri; doğaseverlerden, çevrecilerden, tarihsel miraslarımıza, kültür değerlerimize sahip çıkan duyarlı bireylerden oluşmuştur. Bu grupta dostluğun, kardeşliğin, arkadaşlığın bütün güzellikleri yaşanmaktadır. Bizler, haftada bir gün bile olsa kent yaşamının bizleri uzaklaştırdığı doğa ananın kucağında buluşarak yorgunluğumuzu, gerginliğimizi üzerimizden atmaya çalışıyoruz ve pazar günlerini iple çekiyoruz. Çünkü ruh ve beden sağlığımız için en etkili ilacın doğada yürümek olduğuna inanıyoruz Geliniz, pazar günleri doğada birlikte yürüyelim. Sağlığımızı koruyalım. Bölgemizi ve güzel ülkemizi yakından tanıyalım” dedi.
Spilos Dağcılık ve Trekking 27 Ekim Pazar günü Moment Köprüsü-Kurt Ormanı-Yeşil Vadi-Yakaköy Doğa Yürüyüşü’nü gerçekleştirecek. Etkinliğe katılmak için 0 535 728 71 77 numaralı telefonu arayıp adınızı yazdırmalısınız. Ayrıntılı bilgi için www.spilostrekking.com sayfasını ziyaret edebilirsiniz.