Şartlar, sistemler değişti, uygulamalar değişti, yaşamak değişti fakat değişmeyen bir şey var, insanları köle yapmak. Dünya kurulduğundan itibaren, siyah Afrikalılar, Hindistan ve daha nicelerinden, şekil değiştirip devam etmekte.

     G. Orwell’ın 1984 romanı 1950’lerde yazılmış ve öngörülerde bulunmakta, bazı anlatılanlar günümüze ne kadar tanıdık gelmekte, onunla devam edelim: 

   “Geçmişe ya da geleceğe, düşüncenin özgür olduğu bir zamana, insanların birbirinden farklı olduğu ve tek başına yaşamadığı, hakikatin var olduğu ve yapılanların silinemediği bir zamana: biçimlilik çağından, yalnızlık çağından, Büyük Birader'in çağından, çiftdüşün-karmaşı çağından - selamlar!

    Tarih boyunca üç çeşit insan grubu olmuştur, üst, orta ve alt. Bu üç grubun amaçları kesinlikle uzlaşmaz. Üst'ün amacı bulunduğu yerde kalmaktır. Orta'nın amacı Üst ile yer değiştirmektir. Alt'ın amacı da, yani eğer bir amaçları varsa –çünkü köle gibi çalışmaktan öyle ezilirler ki gündelik hayatları dışında herhangi bir şeyin ancak kesintili olarak farkına varabilirler, İnsanların kardeşlik içinde birlikte yaşayabileceği, yasaların ve zorlu çalışma koşullarının olmadığı bir yeryüzü cenneti fikri binlerce yıl boyunca insan muhayyilesine musallat olmuştur. 

  Siyasi düşüncenin tüm ana akımları otoriterleşmişti. Yeryüzü cenneti tam gerçekleşebilir hale geldiği anda itibarsızlaşmıştı

     Partinin ve piramitin tepesinde Büyük Birader vardır. Büyük Birader'in altında İç Parti vardır ve beyin takımıdır ve sayıları azdır. Onun altında Dış Parti Üyeleri bulunur ve icraatçı bürokrat gibidirler. Bir de çoğunluk, Proller yani alt sınıf vardır. Büyük Birader asla yanılmaz ve her şeye gücü yeter. Her başarı, her zafer, her bilimsel buluş, tüm bilgi, tüm bilgelik, tüm mutluluk, tüm erdem doğrudan onun sayesindedir ve onun esin vermesiyle mümkündür. Büyük Birader'i hiç kimse görmemiştir. Afişlerdeki bir yüz, telekrandaki bir sestir, her şeyi görür, duyar, bilir.

     Bir Parti üyesi doğumundan ölümüne kadar Düşünce Polisi'nin gözetimi altındadır. Tek başına olduğu zaman bile yalnız kaldığından emin olamaz. Nerede olursa olsun, uyurken ya da uyanıkken, çalışırken ya da dinlenirken. Fazla zeki ve fazla net görünen ve fazla açık konuşunlar varsa, Parti böyle insanları sevmez

    Alt sınıfın-Proleterin Parti içine yükselmesine pratikte izin verilmez. Aralarında en yetenekliler ve başkaldırı merkezi olma potansiyeli taşıyanlar Düşünce Polisi tarafından tespit edilip ortadan kaldırılır. Düzene karşı gelmeye karşı ispiyonculuk, Çıkarları doğrultusunda karaya ak deme alışkanlığı, Çiftdüşün yani iki farklı-çelişkili inancı, zihinde aynı anda tutma ve kabul etme inancı temel prensiplerdir. Cehalet güç demektir.

     İktidardaki Partinin ideali, Çelik ve betondan bir dünya, canavar makinelerin ve korkutucu silahların dünyası; kusursuz bir uyumla ileri doğru yürüyen, hepsi aynı şeyleri düşünen ve aynı sloganları haykıran, sürekli çalışan, çatışan, zafer kazanan, zulmeden savaşçılardan ve fanatiklerden oluşan bir halk. Geçmiş silinmiş, silinen unutulmuş ve yalan hakikatin yerini almıştır. 

     Çorak ve tatminsiz hayatının yarattığı huzursuzluklar kasten dışarı yöneltilir, İki Dakikalık Nefret gibi araçlar yoluyla giderilir, insanlara işkenceler edilir, 101 numaralı odalara gönderilir, buharlaştırılır- yok edilir, ancak müsaade edildiği şekilde yaşamasına izin verilirdi.

    Savaş barıştır, Parti'nin iki temel hedefinden biri bütün yeryüzünü fethetmekse, diğeri de her türlü bağımsız düşünme olanağını sonsuza dek yok etmektir. Eski devirlerde savaş, tanımı gereği eninde sonunda biten bir şeydi ve genellikle de tartışmasız bir zafer ya da mağlubiyetle sona ererdi. Savaş tüketim malları fazlasını yutar, ayrıca hiyerarşik toplumun ihtiyaç duyduğu zihinsel atmosferin korunmasına yardımcı olur.

   Makine tekniğinin geliştirilmesinden bu yana toplumumuzun bağrında yatan aşırı üretim sorununa gelince, bu sorun da sürekli savaş mekanizmasıyla çözülmüştür.

Geçmişin edebiyatı tamamen yok edilecektir. Ne güzel şeydi mevcut sözcüklerin yok edilmesi

     Dili artık en son şekline getiriyoruz - artık kimse başka bir şey konuşmadığında alacağı şekil bu. İşimizi bitirdiğimizde senin gibi insanlar dili baştan öğrenmek zorunda kalacak. Herhalde başlıca işimizin yeni kelimeler icat etmek olduğunu düşünüyorsundur. Yenikonuşun bütün amacının düşünce alanını daraltmak olduğunu anlamıyor musun? En sonunda düşünsuç- farklı fikirler kesinlikle imkânsız hale gelecek, çünkü ifade edilmesini sağlayan sözcükler olmayacak

    Saf aşk ya da saf şehvet mümkün değildi. Hiçbir duygu saf değildi, çünkü her şeye korku ve nefret karışmış durumdaydı.

    Toplumuzda, olup bitenleri en iyi bilenler aynı zamanda dünyayı olduğu gibi görmekten en uzak kişilerdir. Genelde insanın anlayışı ne kadar iyiyse yanılgısı da o kadar büyüktür; ne kadar zekiyse o kadar akıldan uzaktır.”

 Buraya kısa bir ara verip günümüzden bir örnek verelim “Gürcistan’ın yaptığı gibi etki ajanları yasasını çıkarıp, algı üreterek ülke birlik ve beraberliğini, bilinçli olarak baltalayanlara gerekli cezaların verilmesini sağlayarak, geleceğimizi korumak zorundayız!” Diyenler vardır.

Devam edelim:

Biz olumlu bitirsek de romanda son olumlu bitmiyordu. 

Kuşlar şarkı söylüyordu, prollar şarkı söylüyordu. Parti şarkı söylemiyordu. Doğumundan ölümüne kadar çalışan ama hala şarkı söyleyen aynı katı ve fethedilemez figür vardı.

"Korku, nefret ve zalimlik üzerine bir medeniyet kurmak olanaksız, sürdürülemez. " "Nedenmiş o? " Evrende bir şey var -nedir bilmiyorum? Bir ruh, bir ilke- İNSAN RUHU var, onu asla yenemezsiniz

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.