Ozanlar ellerinde sazı- kopuzuyla dağ tepe dolaşmakla, olgun ve etkili bir şekilde türküler destanlar şarkılar söylemişlerdi. Bu sözler dilden dile yöreden yöreye ulaşıp, zihinlerde ve gönüllerde esenlik bırakmıştır.

     Onlar, bir kısmı nesir şeklinde bir kısmı nazım olarak şiirli hikayeler söylerlerdi. Anlatılanlar yiğitlik, iyilik, dostluk, aşk ve benzeri konulardı. Bu hikâyelerde gerçek olaylar anlatıldığı gibi, olağanüstü durumlar da bulunurdu. Doğruluğun ve iyiliğin kazanması için bir yerde öğütleyici olmuş ve güzelliğe hizmet etmişlerdir.

     Bizim ozanlarımızın içinde en meşhuru  Dedem Korkut’tur. Bazı kaynaklarda, Oğuz padişahı Karahan’ın Korkut Ata’yı -Dedem Korkut’u Hz. Peygambere elçi olarak gönderdiğini ve onun Selmân-ı Fârsî ile birlikte Oğuz kavmini irşâd için geri döndüğünü yazar, Yine Dedem Korkut Kitabı’nın Ön Sözünde,  “Resul (S.A.V.) zamanına yakın ‘Bayat’ diye tanınmış bir aşirette ‘Korkut Ata’ adıyla bir kimse ortaya çıktı.” diye açıkça belirtilir. Yine bir yerde “Oğuz kavminin bilgini idi, kehaneti vardı, gâibten-bilinmezden haber verirdi, Yüce Tanrı onun kalbine ilham gönderirdi” denir. Korkut Ata eşsiz bir halk ozanı, kopuz ve dombranın mucididir. Hikayelerin Azebaycan topraklarında geçtiği bilinmektedir.                                                                                                         Kazak, Kırgız  inançlarına göre Korkut Ata en büyük velîlerdendir.

     Türk Dünyasının en kıymetli hazinelerinden, Dedem Korkut kitabında, Eski oğuz anene ve hayatı da anlatılmaktadırlar. Oğuzlar, küçüklü büyüklü 24 Boy’dan oluşmuş ve göçebe olarak yaşayan bir toplum idiler. Bazı rivayetlere göre dokuz yüzlü yıllarda bin çadır kadar Türk İslam’ı kabul etmişlerdi.

      Dede Korkut destanlarındaki anlatıların bölümleri, karışık hikâye ve sözlerden oluşur. Kahramanlar, diğer destan kahramanları gibi iç ve dış düşmanlarla kendi başına savaşıp, canlarını feda ederler; insanüstü işleri başarırlar. Bazen insanların dünyasından dış dünyaya çıkarlar, bazen insanlara sevgi aşılarlar, bazen de insanüstü bir heybetle insanlıkla savaşırlar. Böylece hayatları efsanelerden meydana gelir.* Sözümüzü onun bir duasıyla bitirelim:

Yėrlü ḳara daġlaruŋ yıḳılmasun! 

Gölgelice ḳaba aġacuŋ kesilmesün! 

Ḳanın aḳan görkli ṣuyuŋ ḳurımasun! 

Ḳanadlaruŋ ucları ḳırılmasun! 

Çapariken aġ boz atuŋ büdremesün! 

Çalışanda ḳara polat uz ḳılıcuŋ gėdilmesün! 

Dürtişüriken ala gönderüŋ ufanmasun! 

Aġ bürçekli anaŋ yėri behişt olsun! 

Aġ ṣaḳallu babaŋ yėri uçmaġ olsun! 

Ḥaḳ yanduran çırāġuŋ yana ṭursun! 

Ḳādir Taŋrı seni nāmerde muḥtāc eylemesün!

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.