Bilişim, sosyal medya ve internetin hızına yetişmek mümkün değil. Bütün uzuvlarımız ve kurumlarımıza, dünyamıza hükmetmiş ve biz de yediden yetmişe onun emrine girmiş bulunmaktayız. Yaşayışımızda iletişimizde, ticaretimizde, nerede ararsanız o var. Biz onu kullanır ve yararlanırken gizli bir el bütün dünyamızı emrine almış görünüyor. Onsuz olmak mümkün mü? bunun sonu nereye gidecek?
Haklı olarak endişeler yükselmekte, insanlığın binlerce yılda meydana getirdiği değerler, sevgi, saygı, merhamet, inançlarımız ve ülkülerimizi koruyabilecek miyiz? Yoksa, yeni fakat bilinmeyen nasıl bir şekle gireceğiz?
Bu gidiş yalnızca insan ve toplumu değil, kurumları ve devletleri de etkilemektedir. Bu güce sahip olan, istediğini dikta ettirip, kabul ettirebilmektedir. Bilgiler istenildiği gibi yönetilip, beyaz olan boyanıp siyah yapılabilmekte, özellikle birikimsiz taraftaki kimselerde fikirler değiştirilmektedir. Yeni denemeler yapılmakta, bir sosyal ağ kapandığında insanların dünyası kararmakta, insan sağlığıyla ilgili senaryolar düzenlenmekte, internet üzerinde bir kısıtlamada ticaret ve bankalar kesintiye uğramakta ve çaresiz kalmaktadır.
Bizce bu dünyanın önüne geçilmesi mümkün görünmemektedir. Çünkü hayatın kanunu yenilenmek ve hep ileri gitmektir. Yenilenmeyen ise geride kalır ve kaybeder.
Öyle görünmektedir ki bu güç tek bir merkezden yönetilmekte, mevcut olanı kendi ülkü ve istekleri doğrultusunda değiştirmek istemektedir. Amaç, insanları ve devletleri hükmü ve emri altına alıp, o güçlü küçük azınlığın hâkim olduğu tek bir dünya devleti hedeflenmektedir.
Vatan bu karşı güçlerin karşısında durabilecek en güçlü yapıdır. Bu güce karşı önce devletin, ülkesine seven prensipli devlet adamlarının öncü olması gerekir. Okullarda, bu dallarda güçlü eğitim programları olmalı, yeni buluşlar yapabilmeli ve başarılı kişi ve kurumları teşvik etmeli, yetişmiş elemanları ülkemizde tutmalıyız. Tabii ki bunun temeli, insan ve vatan sevgisine sahip insan yetiştirmekten geçer. Bunun için özellikle Türkçemize -dilimize ve kültürümüze sahip çıkmalıyız. Öğretmenlerimiz kadar, ülkenin eli kalem tutan aydını ve araştırmacıları ve özellikle özel sektörü de bu seferberliğe katılmalıdır. Birlikte yaşamasını bilen, ülkü ve değerleri olan çalışkan nesiller ülkeyi yüceltir.