Manisa tarihi ve medeniyetini anlatan bir eser daha gün yüzünü gördü. Ali Emirosmanoğlu’nun Manisa Şehzadeler Belediyesinden çıkan, “Bir Hünkâr Güvercini Manisa” kitabını değerlendireceğiz.
Hünkâr güvercini, Manisa’ sarayında sultanlar için özel olarak yetiştirilmiş, sultanlara ait, dışarıya çıkarılması yasaklanan, ünü dünyaya yayılan farklı bir güvercin çeşididir. Saltanat rüyaları, sultanlar çıkarmış bu şehirde görülür, kitap ismini buradan almaktadır.
Yazar, geniş bir kaynak ve uzun çalışma sonucu ortaya çıktığı belli olan bu kitabı kendi dünya görüşü ve iç dünyasından bakarak anlatmaktadır. ” Şehrin, sırları ve hakikati açığa vurup, öte âlemlerle irtibat kuran bir sese sahip olduğunu” “ Şehre vefası olmayanın, dostuna, toprağına, ahdine vefası olmadığını .” belirtir.
Kitap günlük beş vakit namazdan yola çıkarak: 1-Ulu Camii ve sabah ezanında Saruhan Beyliği dönemini. 2- Hatuniye Cami ve öğle ezanıyla Osmanlı asırlarının başlangıç dönemlerini. 3-Sultan Camii ve ikindi ezanıyla Kanuni Süleyman’dan III. Murad’a kadar ki Manisa’yı. 4- Muradiye Camii ve Akşam ezanı ile 1922 büyük yangınına kadarki zamanını. 5-Şekerci Hüseyin Camii ile yatsı ezanı ve Cumhuriyet dönemin ele alınmıştır.
Şehir, yalnızca camilerle değil, imaretler, medreseler, çeşmeler, Mevlevihane, şifahane, tekkeler, mektepler, kahvehaneler, kentin ovası, ağaçları, kitapları, şairleri, adetleri velhasıl mevcudiyetiyle anlatılmaya çalışılmıştır.
Kitapta baskın bir didaktik-öğretici ve yol gösterici inanç örgüsü mevcuttur. Ana kısımlarda da belirtildiği gibi ibadetler, ezan ve namaz, yoğun bir şekilde kitabın güçlü mesajını oluşturmuştur. “Ezan tamamlandığında, arınıyor, kirinden, şirkten, isyandan, tuğyandan ve cümle günahtan Manisa”
Kitapta, şehri fethedenlerden imar ve inşa edenlere, gönül erlerine ve halkına kadar kutsiyet izafe edilmiştir. Zaman zaman Türk tarihinin derinliklerine inilip Dedem Korkut’tan, Horasan Erenlerinden de bahsedilmiştir.
Yazarın güzel ve şiirli bir üslubu vardır. Mensup olduğu şehre gönülden bağlı yazarımızın ifade ve tanıtımlarında, bu şehrin insanları birkaç istisna dışında hep olumlu ve güzeldir.
Kitapta ilgi çekici bir kaç bölümden bahsedelim: 1712 yılında adaleti sağlamak için Manisa’ya tayin edilen Kadı Sadreddin Mustafa Efendi’nin pek yapılmayan bir şeyi yapması ve günlük tutmasıdır. Bu günlüklerden dolayı, o zamanın şehrin durumu ve sosyal hayatı ve bazı olumsuzlukları hakkında bilgi sahibi olmaktayız. Entekkeliler Tekkesinde her sene miraç gecesi hürmetine yapılan süt mevlidini buradan öğrenmekteyiz. Yine, Said Paşa İmamı diye bilinen, Kısık Mahalle Sıbyan-çocuk Mektebi hocası Hasan Ağanın oğlu hattat, şair, hafız, imam, müderris, musıkişinaş olan Manisalı Hasan Rıza, Entekkeli Şeyhi Vehbi Efendi ile tanışmış, ona tabi olmuş, İstanbul Sarayına ulaşan güzel sesi dikkat çekmiş, Padişah imamı olarak tayin edilmiş, hürmet görmüş ve meşhur olmuştur.
Geniş bilgiye sahip olan eser, kültürümüz için kazançtır. Bu tür çalışmaların şehrin ve ülkenin birikimine fayda sağlayacağı düşüncesiyle, daha da teşvik edilip, yazıya dökülmesi temennimizdir