İnsan kaliteli, nitelikli, ehliyet sahibi olur ise ; güçlü yargı, güçlü adalet, güçlü tapu idaresi, düzgün işleyen devlet su işleri, düzgün işleyen bayındırlık hizmeti, düzgün işleyen asayiş hizmetleri ve de düzgün işleyen tüm bürokrasi, kısaca düzgün işleyen Yasama, yargı ve idari mekanizmam demektir. Dolayısıyla, bütün bu hizmetlerin odak noktası liyakat sahibi insandır
Kamu ve özel kurum yönetimlerin de liyakat, erdem, emek göz ardı edilir, eş, dost, akraba, bizden olanlar ön plana alınır ise sistem durur. Genel fayda özel faydaya dönüşür.
İktidar değişikliğin de gideceklerini bilenlerin bir kısmı dünya hayatlarını geliştirme, geleceklerini kurtarma peşine düşerler ki, bu; daha çok şahsi çıkar, daha çok kayırma ve deha çok güvensizliğe yol açar.
Hizmetin kalitesi düştükçe, gayri memnun kitleler çoğalır.
Sosyal adalet, hak, hukuk, demokrasi kavramları, kurum ve kuruluşlar içleri boş fildişi kulelere dönüşür.
İtibar, güven, saygı ortadan kalkar.
Toplum radikal uçlara yönelir.
Suç organize hale dönüşür, yıkıcı ve örgütler için müsait ortam oluşur.
Bu gün net olarak görülmektedir ki, bizim çocuklar zihniyeti ile liyakat sahibi insanlar kenara alınmış, bilgi ve tecrübe ışığın da doğruları yapan ve söyleyenler kenara alınmış, evet efendimcilerin verdiği zarar toplumun bütün kesimlerini etkiler hale gelmiştir.
Bilinmelidir ki, en tehlikeli insan , kaybedecek bir şeyi olmayan insandır.
Bilimin, sosyal adaletin, hak ve hukukun hakim olacağı iyi bir Türkiye özlemimiz ve idealimizdir.
Söz konusu aziz ve necip Türk Milletinin geleceğidir.