Evvelemirde belirtmeliyim ki beka meselesi, Müslüman-Türk milletinin her karışını şehit kanlarıyla sulayıp vatan yaptığı topraklarda millet ve devlet olarak varlığını “ebet-müddet” devam ettirme anlayışıdır, inancıdır. Bu anlayış ve inanç, Müslüman-Türk milletinin “Kızılelma”sı olan “İla-yı Kelimetullah”ın “Nizam-ı Âlem”e dönüştürülmesi temel şiarına dayanır.
Müslüman-Türk milletinin beka meselesi, Anadolu’nun vatan yapılmasını sağlayan 1071 Malazgirt Zaferi’yle başlamış, günümüze kadar sürmüş ve hâlâ da devam etmektedir. Batılılarca Kurtuluş Savaşı’na kadar 1. Dünya Savaşı da dâhil olmak üzere Anadolu’ya yirmiye yakın Haçlı seferinin yapılması, tarihi süreçte her zaman Müslüman-Türk milletinin beka meselesinin olduğunun en bariz göstergesidir. Bu kadim mücadelenin daha da gerilere götürülüp tarihi derinliğinden bahsedilmesi de mümkündür.
Batılıların 17. yüzyılda “Şark Meselesi” diye isimlendirdikleri Haçlı seferlerinin gayesi, Müslüman-Türk milletini tedricen Balkanlardan, Anadolu’dan sürmek ve külliyen yok etmektir. Bu “Şark Meselesi” idealini gerçekleştirme hayalleri için Batılılar, bugün de birçok değişik şekillerde Haçlı seferlerine devam etmektedirler. Hâsılı, Haç- Hilal savaşı Malazgirt Zaferi’nden bugüne dek süregelmiştir. Bugün Türkiye’nin beka meselesinin olmadığının söylenmesi; ihanet değilse şayet gaflettir, dalalettir veya en basit ifadeyle cehalettir.
Şimdi, gelelim 31 Mart 2019 Mahalli İdareler Genel Seçimleri’nin beka meselesiyle alakasına.
Terör örgütleri PKK’nin ve FETÖ’nün eli kanlı hainleri; mahalli idareler seçimlerinde CHP, İP, HDP ve SP’yi desteklediklerini ve işbirliği yaptıklarını beyan ettiler. PKK’nin siyasi uzantısı HDP; AK Parti’ye ve MHP’ye kaybettireceğini, CHP’nin İstanbul ve Ankara büyükşehir adaylarını tehditkâr bir üslupla belirtip destekleyeceğini, CHP ile seçim listelerinde işbirliği yaptığını açık bir şekilde deklare etti. Siyonist uşağı FETÖ’cü hainler de sosyal medya aracılığıyla can havliyle yoğun bir şekilde aynı işbirliğinden bahsediyorlar. Gayeleri, AK Parti’nin ve MHP’nin zayıflatılarak Cumhur İttifakı’nın oy oranının yüzde ellinin altına düşürülmesidir. Bu sonuç alınabilirse, bu oy oranıyla ülkenin yönetilemez olduğu söylenecek ve Taksim Gezi Parkı eylemlerinde olduğu gibi kaos oluşturmaya çalışılacaktır. Cumhur İttifakı’nın zayıflatılması için her kesimin Erdoğan düşmanlığında buluşturulması FETÖ projesidir. Hâl böyleyken bu mahalli idareler seçimlerinin ülkenin beka meselesi olmadığının söylenmesi akl-ı selimin işi olabilir mi?
İçişleri Bakanı tarafından PKK ile iltisaklı oldukları gerekçesiyle haklarında işlem yapılan dört yüze yakın HDP’linin belediye meclis üyelikleri için CHP seçim listelerinden aday gösterildiği açıklandı. Bu açıklamaya CHP’den de itiraf mahiyetinde “Terörist olsalardı tutuklanmaları gerekirdi.” gibi tuhaf bir itiraz geldi. Geçen dönem, belediyelerin her türlü imkânını Kandil’e bağlayan, belediyeleri PKK’nin lojistiği hâline getiren HDP’li belediye başkanlarının görevden alınarak yerlerine kayyum atanması gerçeği ortadayken bu mahalli idareler seçimlerinin ülkenin beka meselesiyle kesinlikle ilgisinin olmadığının söylenmesi mümkün mü?
FETÖ’nün 17-25 Aralık 2013 yargı operasyonlarıyla milli iradeyi gasp teşebbüsü; milletin üstüne bomba, kurşun yağdırılarak iki yüz elli bir insanın şehit edildiği ve iki binden fazla insanın gazi olduğu 15 Temmuz 2016 darbe teşebbüsü, MİT TIR’ları operasyonu gibi sayısız ihanetler ortadayken ve bu mankurtların bazı partilere destek vererek işbirliği yapması; bu mahalli idareler seçimlerinin ülkenin bekasıyla ilgisi olmadığının söylenmesini, hangi mantık ve vicdan kabul eder?
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun FETÖ darbe girişimine ısrarla “kontrollü darbe” ve “tiyatro” yakıştırmaları ve küstahlığı, İP Genel Başkanı Meral Akşener’in 15 Temmuz 2016 darbe teşebbüsünden tutuklu bulunan FETÖ’cü hainleri kastederek “Mahmetçik içerde” ifadesini kullanma hezeyanı ve iktidara geldiklerinde FETÖ’cü bütün tutuklu polislerin salınacağı açıklaması, HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli’nin Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ni Kürdistan şeklinde isimlendirerek haddi aşması, mahalli idareler seçimlerinin ülkenin beka mesesi olduğunun dışında ne ile izah edilebilir?
Eyvallah!
