Anahtar Parti Tarım Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Hasan Hüseyin Demiröz ile Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Adnan Süphanoğlu, beraberlerinde İzmir İl Başkanı ve kurucu kurulu üyeleriyle partisinin Anahtar Parti Manisa İl Başkanlığını ziyaret ederek basın toplantısı gerçeleştirdiler.
Partisinin genel başkan yardımcılarını Manisa'da ağırladıklarını kaydeden Anahtar Parti Manisa İl Başkanı Şakircan Dinç, yanlış hangi parti tarafından gelirse gelsin karşısında olacaklarını, aynı şekilde doğru yapanın da yanında olacaklarını vurguladı.
Anahtar Parti’nin Manisa’da güçlenmesi noktasında teşkilat olarak çalışmalar yapacaklarını ifade eden Dinç, "Tam 65 gün önce Genel Başkanımız Sayın Yavuz Eroğlu tarafından il başkanlığında görevlendirdim. Bizim de Manisa basınına ilk basın demecimizi vermemiz münasebetiyle bizim için ayrı bir önem taşıyor. Burada bir seyahat acentası işletiyorum, Turizmciyim. Göreve geldiğimiz günden bu yana il teşkilatımızı ve ilçe başkanlıklarımızı açmakta ve il yönetim sistemimizi ve divan kurulu listemizi tamamladık. Onun dışında 8 tane ilçe başkanlığımızın atamasını gerçekleştirdik. İl yönetiminde çalışacak kadrolarımız Manisa'da hazır hale gelmeye devam ediyor." dedi.
"İlleri gezerek sorunları yerinde tespit ediyoruz"
Manisa’nın çok güzel ve özel olduğunu, Osmanlı padişahlarını yetiştiren kadim bir şehir olduğunu belirten Anahtar Parti Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Adnan Süphanoğlu, Genel Başkan Yavuz Ağıralioğlu öncülüğünde Türkiye genelinde çalışmaları arttıracaklarını belirterek, genel başkan yardımcılarının bölgelerde illeri gezerek sorunları yerinde tespit ettiğini kaydetti.
Genel Başkan Yardımcısı Süphanoğlu, "Hiçbir gündemimiz yok. Çünkü ülkeyi maalesef Prompter cihazları üzerinden artık yönetiyoruz. Yapay zeka mı yazıyor? Birileri mi yazıyor bilmiyoruz. Kimin ne söylediğini hakikaten kestiremiyoruz. Bildiğimiz, gördüğümüz kadarıyla yorum yapmaya çalışıyoruz. Savaşları yapay zeka yönetiyor. Metinleri yazan gibi. Savaşların vicdanı yok. Üslup ve nezaket öyle bir hale gelmiş ki hakikaten utanıyoruz. Genel başkanımızın bir tarzıyla yola çıktık. Bir kere bir nezaket dilini getirmeye çalışıyoruz. Gördüğünüz gibi hiçbir şeyimiz aslında bir nizama, bir düzene tabii değil, çok doğal ortamlar. Aslında normali bu." dedi.
'Şu an ülkede oturmuş ahlakı konuşuyoruz' diyen Genel Başkan Yardımcısı Süphanoğlu, ahlak çökünce satın almada, ihalede ve devletin kurumlarında ahlaki çöküntünün konuşulduğunu belirterek, şöyle devam etti:
"Suriye'yi hayatında görmemiş sınır komşusu olmamış insanlar oturmuş gece gündüz bir metin halinde bir şeyleri paylaşıyorlar. Bunun da bir altyapısı yok. Bir şey bir zemine oturacak, yanlış oturursa aslında hükümetten şu an bir rakamı duymuyoruz biz şu an. Kürt sorunuyla ilgili İmralı ile o güzelim adayı birileriyle işte lanse ettik. İmralı deyince aklımıza başka bir şey geliyor aslında. Bu da kötü. Güzel coğrafyamızı sürekli birileriyle kötü bir şeyle lanse ediyoruz. Biz aslında yanı başımızda olan her şeyin farkındayız ama bunun gerçekten ülke için mi, bölge insanı için mi koltukların devamı için mi olduğunu bu millet görecek. Böyle detay girip biz de her şeyi bilmiş gibi yorum yapmak istemiyoruz. Çünkü yarın biz bunu demedik diyebilirler. Biz çıktığımız bu yolda arkadaşlarımızla çok böyle tamamen doğal spontane gelişiyor gündemimiz."
"Bayrakla sorunu olmayan herkes bizim kardeşimiz"
Manisa’da bir dizi ziyaretler gerçekleştireceklerini belirten Anahtar Parti Tarım Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Hasan Hüseyin Demiröz,
"Manisa bizi görsün. Biz de Manisa'yı görsün diye geldik. Yanlış yapmak, yanlış yapmamanın en kolay yolu bir ortak akıl oluşturmak. Siyasete farklı bir bakış açısı getirmek için bu yola çıktık. Su konusunda Türkiye'de uzman ve hakikaten medyadan falan tanıdığınızda biri var şu an ismini vermeyeceğim kendisine sormadan. Seküler bir insan bu. Bana evvesi gün 'Fırat ne zaman sınır oldu ki' dedi. Hani bize on yıldır Fırat'ın doğusu Fırat'ın batısı diyorlar ya tarihte Fırat ne zaman sınır oldu? Bize neyi alıştırmaya çalışıyorlar? Fırat sınır değil ki. Fırat'ın doğusu batısı değil Fırat'ı Dicle'yi mi almaya çalışıyorlar? Şu an hiç adını koymadıkları asıl sebep olan suyu bizim elimizden mi almaya çalışıyorlar. Vatanı için, bayrağından taviz vermiyor, ben de bayrağımdan taviz vermiyorum. O sol cenahta birisi, ben sağ cenahta birisiyim. Ama ortak noktamız var. Başka da bir ortak noktaya da ihtiyacımız yok. Ve o Fırat ne zaman sınır oldu ki dediğinde benim tüylerim diken diken. Biz 85 milyona talip olduk. Hani böyle bir laf var. Bizim bir tek ortak noktamız var. Bayrakla sorunu olmayan herkes bizim kardeşimiz. Biz de onun kardeşiyiz. Bir şartımız daha var, proje üretsin ülkesi için artık ülkemizde sorunları ağlama devri sürekli sorun sorun kendimizi demoralize ediyoruz." dedi.
"Yabancı yatırımlar üretkenliğimizi bitirir"
Yakında Manisa'ya kurulacak yabancı yatırımla araba üreteceğini ifade eden Genel Başkan Yardımcısı Demiröz, "İşte bunun planlanması gerekiyor. Nasıl plandık? İşte gelecekler 2 bin kişi şurada da ev yaptık. Bu mu plan? Ya bu adamların yarın çocuğu olacak. Yarın yan sanayici gelecek. Beş bin kişi mi gelecek sayısını kim çıkarttı? Bu gerçek bir yatırım. Üzücü tarafı var tabii, böyle yatırımlar bizim üretkenliğimizi bitirir mi, bitirir. İnsan vücudu gibidir devletle dışarıdan bir şey aldığınız zaman hep onu bekler. Şimdi bu tip yatırımların olumsuz tarafı da şudur. Üretkenliğimizi bitiririz. Ya bizim gençlerden biri araba motoru yapmış. Gerek yok ki yapılmışı var hani deriz. Bu tip anlaşmaların güzel tarafı şu olmalıdır. Sen benim ülkemi araba fabrikasını kur ama Manisa gibi sana çok kıymetli arazi veriyorum. Karşılığında sen de buranın tüm domatesini ve üzümünü, incirini de al. Buna itiraz etmek adamı biliyor musun? Çünkü alıyor. Bunu sadece bir akıl kurması lazım. Ben sana arazi verdim, onu koymasaydım ben orada incir, üzüm üretecektim. Zeytin ağacı keseceğim. Sen de bana bu bölgeden sana şu kadar kota yaptım deseydi. Ne olur ne diyecek için size soruyorum ya? Adam alıyor zaten. İyi bir ithalatçı. Böylelikle otomatiğe bağlamış bir ticaret kurgularsın. Sonra ne olur biliyor musun? Fiyat belli ya. Hiç kimse kullanmaz. Gümrükten geri döndü ne olacak denmez. Faturayı BYD'ye kes. Tamam biz araba yapmayı bilmiyoruz ama çok üzüm yetiştiriyor, çok iyi zeytin ve domates yetiştiriyoruz. Bu kadar aklımız yok mu bizim? Bu işi kuran Tarım Bakanlığımız, Sanayi Bakanlığı, Ticaret Bakanlığımız var değil mi? Bakın bürokrat masalarında devletler arası masalarda bunlar o kadar nezih ifadelerdir" dedi.
"Protesto edin diyorlar, neyi nasıl protesto edeceğiz"
Ülkemizde ekonomi politikasında bir şey değişmediğini vurgulayan Genel Başkan Yardımcısı Demiröz, halkın bu konudaki tek silahı, tek argümanının muhalefet oluğunu vurgulayarak, "Doğru bir muhalefet iktidara yön verir. İktidarı eleştiren 22 yıldır bunu yapmadın diyen 22 yıldan çok fazla var olan bir muhalefet var. Ve hiç kendini çek etmiyor ve vatandaş da bunu sormuyor. Yani söz konusu muhalefet de bizim birinci muhatabımız değil tabii. Muhattabımız iktidar. Ama biz kendimize şunu soralım. Bir Türk vatandaşı olarak neyi neye şikayet ediyorsun sen? Bugün Cumhurbaşkanımız çıkmış işte vatandaşlara marketleri protesto edin diyor. Ben haberi duydum da şöyle zannettim. Cumhurbaşkanımızı Almanya'dan aradılar. Efendim Almanya'daki marketler bizi çok kazıklıyor. O da sevgili vatandaşlarım Almanya'da marketlere şey yaptım protesto edin ben böyle anladım. Sonra Türkiye'de geçiyormuş olay, devletin elinde denetleme yasaları olan, kolluk gücü olan kontrol sistemi olan bir gücün başı diyor ki marketleri protesto edin. Ama bu ne demek yani?" dedi. (Turgay Duyar)