Konuyla ilgili detayları aktaran Özkaya şunları söyledi: “Ortalama süt üretimi bir önceki yıla göre%10 civarında artmış durumda, buna karşılık aynı oranda süt ürünleri tüketimi artmadı. Tüketimin artmamasının sebebi, vatandaşın alım gücünün azalması, peynir yerine lora veya daha az sütten yapılan kutu peynirlerine yönelmesi sonucunda süt tüketimi ciddi oranda azalmıştır.
İlimizde günlük 600 ton civarında çiğ süt üretilmektedir. Şuanda 100 ton civarında çiğ süte alıcı bulunmuyor. Et ve süt kurumu, Manisa bölgesinden, günlük 60 ton civarında çiğ süt alımı yaparak süt tozu üretimine gönderiyor. Büyükşehir belediyesi de günlük 5-6 ton civarında bir kooperatiften çiğ süt alımı yapmakta. Tabi ki bu alımlar oldukça önemli, üreticiye destek olunuyor ama yeterli değil, çünkü sorun çok büyük.
Acilen alınması gereken tedbirleri söyledi. Et ve süt kurumu, çiğ süt alım miktarını en az 120 ton günlük olarak artırmalıdır. Kurum, süt üretiminin çok olduğu il veya ilçelere süt tozu üretim tesisi kurmalıdır. Süt kurumu, sadece süt tozu üretimi için süt alımı yapmayıp, direk peynir üretimine girerek, uygun fiyattan satışa sunmalıdır. Büyükşehir belediyesi uygun fiyata çiğ süt almasının yanında, maddi durumu yetersiz ailelere ücretsiz çiğ süt dağıtımı yapmalıdır. Büyükşehir belediye çiğ süt de ki arz fazlalığı bittikten sonra, dağıttı süt miktarını azalta bilir ama şu anda çiğ süt üreticisi zor durumda acilen destek gerekiyor. Bunun içinde belediyeler acilen destek kalemini süt dağıtarak yaparsa sektöre büyük destek olur. Manisa’nın nüfusunun %5 ihtiyaç sahibine dağıttı ile günlük 50 ton civarı sütün satılmasına destek olmuş olur.
Eğer durum böyle devam edecek olursa, yaşanacaklar çok vahim sonuçlar doğuracaktır.
Şu anda kırmızı etin kesim fiyatlarının yüksek olması, buna karşın sütün talep görmemesi sonucunda, süt veren inekler, süt vermeye hazırlanan düveler kesime gidecektir. Bu durumun sonucunda, ineklerin kesilmesi ile buzağı olmayacak, buzağı olmayınca ileride süt ve et üretimi olmayacaktır.
Diğer önemli bir sorunda, ulusal süt konseyinin fiyat vermesidir. Eğer bir kurum fiyat veriyor ise bu fiyattan kendisinin alıcı olması gerekmektedir. Süt konseyinin tavsiye fiyat vermesi ile süt değerini bulmadığını gördük. Süt Konseyi, çiğ süt fiyatını belirlemese, fiyatını piyasa arz durumuna göre belirlese sütün şuan ki isteksiz durumu olmayabilirdi diye düşünmekteyim.
Fabrika yemleri son iki ay içinde, %15-20 civarında zamlandı, kaliteli 21 protein süt yeminin çuval fiyatı 700 TL'ye civarına yaklaştı, bu koşullarda üretici yem yediremez duruma geldi. Üretici hem yem fiyatından, hem sütünü satamamaktan hem de konsey fiyatı olan 17.15 TL/LT den çok düşük 13-14 TL'ye satmak zorunda kalmaktadır. Eğer çare bulunmaz ise önümüzdeki yıllarda et ve süt üretimimiz çok düşer, bu kez ürün ararız ama yüksek fiyattan alım zorlaşır.”
