İnsanlar iletişim halinde birbiriyle yaşadığından, kültürel ihtiyaçları, doğuştan sanata ve inceliğe olan eğilimleri ve daha mühimi mesut olmaya ihtiyaçları bulunmaktadır. Şehirleri idare edenler onların çoğunlukla fiziki sorunlarıyla ilgilenirler. Yollar, temizlik, temel ihtiyaçlarının sorunsuz sağlanması onların görev ve dertleridir. Tabii bunlar yeterli değildir.
Daha iyi bir dünyada yaşaması için, fikir ve kültür işçileri bazen bir araya gelerek bazen yazılı ve sözlü imkânlarını kullanarak kimi oluşumlarda belirli gayret ile elden geldiğince, belli ölçüde çabalamaktadırlar.
Bu gayretler, bazen görülen yanlışların, hataların düzeltilmesi için, emeğin hakkı için, , basın veya söz meclislerinde yalın bir şekilde yapmaktadırlar. Kimileri de dünyanın daha yaşanılabilir olmasını sağlamak için, insani değerleri, sanatı, kültürü, edebiyatı kullanarak daha farklı bir ifade ile faaliyettedirler.
Ağlıyor, ağlıyoruz ardından…
Bu sıcak yaşlara dinmek yok mu?
Varmış Ukbâ'da buluşmak… ammâ
Bize dünyada sevinmek yok mu? (Arif Nihat)
Maişet-geçim derdindeki insan sanatı kültürü edebiyatı neylesin ona sunulan televizyonlardaki film ve diziler neyine yetmesin, diye düşünenlerde çoktur. Fakat şimdilerde insanın gözünü açan internet ve sosyal medya da iyi veya kötü de onu uyandırabilmekte çeşitli şekillerde yönlendirmektedir.
Bir de geçim kaygısından bu işlerle uğraşmanın zorluğu ortadadır. Maddi olarak rahat bir ömür sürenler gibi dar imkânlara sahip olanların da umursamazlıkları olsa da yılmamak lazımdır.
Fakat Dünya değiştikçe teknoloji değiştikçe, değişim ve isteklerde durmadan değişmekte, yeni olgular ortaya çıkmakta, kendi seyri içinde mevcut bazı değerleri dikkate almadan, kolaylık ve rahatlık üzerinden yol almaktadırlar.
Bazı duyarlı ve donanımlı kimseler ise belirli değer ve ilkelerle teknolojiden yararlanarak, sosyal zeminlerde bir araya gelmekte veya fiziki olarak bir davanın mücadelesini birlikte vermektedirler.
Kamu ve mahalli idareler bu işin neresindedirler? Diye sorulacak olursa, elbette onlarında bu faaliyetlerde yardım ve destekleri olduğu muhakkaktır. Fakat bizim düşüncemize göre mevcutta bu gayret ve destekler yeterli değildir. Bu tertip için belli düzenlemeler yapılması şarttır.
Bizce kendi kültür ve değerlerini ihmal etmeden, fakat hür ve müstakil hareket edilecek şekilde, müdahale olmadan, ancak sanat ve kültür inceliği ve birikimini göz önüne alarak, siyasi ve dini katılıktan uzak, şehirlerde ve belli bir nüfus birikimi olan ilçelerde Kültür ve Güzel Sanatlar Merkezleri kurulmalıdır. Bu merkezlere, kamudan, özellikle mekân ve basım ve gereç destekleri verilmelidir. Başta gençler olmak geniş kitleye fayda sağlanmalıdır. Fakat dediğimiz gibi bu kurumların yaratıcı ve hür olmaları sağlanmalı, müdahaleci olunmamalıdır. Bu işin de talibi çok olacağı için seçici olunmalıdır.
Sanat, kültür ve güzel sanatların sağladığı donanım ve birikimler kişilerin hayatını daha farklı ve olumlu yapabilecektir.