Her yeninin gelişi, eskini gidişi demek değildir. Eski adet ve gelenekler, ölçü ve birimler, bazı değerler resmi olarak değişse de, Halkın özünde benimsediği duygu ve düşünüşler yaşamaya devam eder.

      İsmini, Dünyanın yörüngesinde dönen takvimden alan eski zaman dilimi olan Muharrem Ay’ı bunlardan biridir ve hicri yılbaşının başlayışıdır. Muharreminin 10’ nu yalnız milletimizin gönlünde ve dilinde değil bütün Müslümanlarca önem arz etmektedir. 

     Kerbela’da, Muharremin On’unda, Hz. Muhammed’in torunu, Hz. Ali’nin oğlu olan Hz. Hüseyin’in şehit edilişi, gönüllerde hüzünle yer tutmuştur.

    Muharrem denilince, muaviye’nin oğlu Yezid ismi halkın dilinde asırlardır kara bir leke gibi kalmıştır. Bu, bir iktidar ve güç hırsıdır ki neler yaptırmaz. Ordusuyla birlikte bu sayının yirmi binlik ordu ve  karşısında 72 kişi olduğu rivayet edilen Hz Hüseyin’le karşı karşıya geliş, aslı ise karşı karşıya geliş değil, … O mübarek aileyi yok etmeye yöneliş, bir dünya nimetlerini ele geçirme planıdır bu

 Sayıca ve kuvvetçe üstün düşmana karşı, açlık ve susuzluk içinde ok ve kılıç yağmuru altında karşı koyuş ve hicri 10 muharrem 680 Cuma günü şehitlik makamı.

 Bu acı olay, bütün Müslümanlar nezdinde bir matem günü oluşturmuştur.

     Eski edebiyatımızda bu olay esaslı bir şekilde işlenmiştir. Büyük şairimiz Fuzuli de Saadete Ermişlerin Bahçesi isimli eserinde bu olayı destansı bir şekilde anlatır;

“Mah-ı Muharrem oldu meserret(sevinç) haramdır

Matem bugün şeriata ihtiramdır.(saygı)”

 Şad olmasın bu vakıadan şad olan gönül

Bir dem bela ve gusseden(keder) azad olan gönül

 Halkın zihninde de bu edebiyat yer etmeyi bilmiş ve mısralar mırıldanmışlardır. Babam Hakkı Altınbilek de Kerbela’ya ilişkin ezberden şöyle fısıldamıştı;

“Hüseyin indi atından sahra-yı Kerbela’ya

Cibril git haber ve Muhammed Mustafa’ya”

   Millet olarak yaşayışımızda bu ayın akisleri yer tutmaya devam etmektedir.  O kuşatma esnasında bütün erzakın toplayıp aşure yapılması gibi, memleketimizde yüzyıllardır bu ayda aşure yapılıp dağıtılması, özellikle bu ayın On’unda şehit olan bu kişilere hürmeten yeni bir şey alınmaması, fazla su içilmemesi, çok neşeli ve keyfi faaliyetlerden kaçınılması o matem gününün hatırasına hürmet edilmesindendir.

  Zalimin ve zulmün gün gelir veyahut çoğu zaman olduğu gibi, kudreti fazla sayıları üstün olabilir, lakin doğrunun ve hakkın yanında olan bir avuç inançlının mücadelesi, şehitliği de göze alarak bitmeyecek ve devam edecektir.

     Bu ay bize göstermiştir ki dünya bir imtihan alanıdır. Dünyada iyilikler ve Muaviye gibi kötülükler her zaman vardır. Bize düşen, güzellik ve doğrulukta kalıp, içimizdeki kötülükleri yenmek gerekir.07

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.