Manisa 8
kapalı

      Esirgeyen, bağışlayan Tanrının adıyla başlarım. O, dünyayı yaratan, yere ve göğe sahip olan, hayvanlara rızık veren, görüneni ve görünmeyeni bilen, benzersiz, ortaksız, yardımcısı olmayan, kimseye ihtiyaç duymayandır. O birdir, mukayeseden ve sayıdan münezzehtir. Güçlüdür ve dış görünüşten arınmıştır. Ona sonsuz hamdü senalar olsun. Konu Nevruz olunca sözlerimize Ömer Hayyam’ın Nevruzname’siyle başladık, devam edelim.

    Kâinat yaratıldığından itibaren insanlar dertlerine deva bulmak, daha güzel ve güçlü yaşamak için çareler aradılar. Çok tanrılı dönemin rahipleri, ilahi güce sahip, saygı gören kişilerdi. Farklı hastalıkların tedavisinde kullanılan macunlar o zamanlar birer ilaç niteliğindeydi. Tarihte macunu ilk yapan ve uygulayıcıları din adamlarıdır.

      Macunlar yalnızca şifa için kullanılmaz, insanüstü bir özellik kazandırmak, kötü varlıkları uzaklaştırmak, cinsi gücünü arttırmak, kendini iyi hissettirmek için de kullanılırdı.

           Sümer, Hitit, Finike gibi Eski Anadolu uygarlıklarında tek tanrılı dinlerden önce bitkilerin tanrısı vardı bunlar Dumuzi, Adonis gibi isimlerle anılmaktaydı. Eski bir inanca göre Bitkiler tanrısı Adonis avlanmaya çıktığı zamanda bir domuz tarafından öldürülür. Onun gövdesi ve kanı toprağa karışır. Zamanla bu topraktan onda saklı olan üretici özden sayısız bitkiler yetişir. Bütün bu bitkilerde onun üretici ve koruyucu gücü vardır. Bu sebeple bahar ayında buna inanan kavimler bu bitkilerden yapılan macunlardan yerlerdi. 

    Tarihi macunlardan Mesir kelimesi,  Pontus kralı Mith(s)ridates isminden geldiğini yorumlamıştır. Bu kral küçük yaşlardayken babasının hileyle öldürülmesine şahit olmuştur. Eski zamanlarda öldürmeler çoğunlukla zehirlenme yoluyla meydana gelmektedir. Kendinin de öldürüleceğini düşününce Karadeniz’in yüksek ormanlık ve sarp yerlerine kaçmış burada tabiatla bitkilerle iç içe yaşamış. Bitkileri tanımış, hem kendini güçlendirmek hem de zehirlenmelerden korunmak için Bu kral bir panzehir tertip etmiş ve bunun adına Misriticum denmiştir.

     Orta Asya Türk kavimlerinde: Kam, Şaman ve Baksı denilen kişiler hem dini lider hem de şifacı olarak bilindiler.  Bunlar, büyü tedavi yöntemlerini kullanan büyücü-hekimlerin yürüttüğü tıbbi anlayış ile Otaçı, Emçi ve Atasagun denilen kişiler, ilaçlarla ve diğer maddi tedavi yöntemleri kullanılarak yapılan, dönemin maddi tıbbi anlayışı temsil eden hekimlik anlayışını uyguladılar.

         Nevruz dolayısıyla özellikle Osmanlı sarayı ve çevresinde gelişen bir adet de, kısaca "nevruziyye" adı verilen macunların yapılarak, ileri gelenlere takdim edilmesidir. Tıpta bir çeşit panzehir olarak kullanılan macunlar çok eskiden beri bilinmektedir. Bu macunlardan günümüzde halk arasında en yaygın olanı "Manisa Mesir Macunu"dur

Devam edecek…

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.