Siyonizm, temelini Muharref Tevrat’tan ve Siyon Protokollerinden alan “bütün insanlığın köle Yahudilerin efendi olduğu bir dünya hâkimiyeti” idealine dayanan ırkçı Yahudilerin sapkın ve ütopik ideolojisidir.
Siyonizm’in 19. yüzyılın sonlarına doğru ortaya çıkmış bir ideoloji olduğu kanaati yaygın olsa da bu kanaat doğru değildir. Siyonizm, temel felsefesini Muharref Tevrat’tan alır ve Siyonizm ideolojisinin tarihi, Muharref Tevrat kadar eskidir.
Siyonistlerce temeli Muharref Tevrat’a dayandırılan Siyonizm’in nihai hedefi olan “Dünya Hâkimiyeti”, bu hedefe ulaşmak için “Arz-ı Mevut” ( Vaat Edilmiş Kutsal Topraklar ) ideallerinden ve “Üstün Irk” sapkınlığından Muharref Tevrat’ın birçok bölümünün birçok yerinde bahsedilmiştir. Mezkûr hususlar, Muharref Tevrat’tın birkaç metninde şöyle ifade ediliyor:
“ O zaman Rab bütün milletleri önünden kovacak ve sizden büyük, kuvvetli milletlerin mülkünü alacaksınız. Ayak tabanınızın bastığı her yer sizin olacak. Sınırınız çölden Lübnan’dan ırmaktan, Fırat ırmağından garp denizine kadar olacaktır. Önünüzde kimse duramayacak, Allah’ınız Rab size söylediği gibi dehşetinizi ve korkunuzu ayak basacağınız bütün diyar üzerine koyacaktır.” (Muharref Tevrat, Tesniye Bölümü, 12/25)
“Ben dedim, siz ilahlarsınız ve hepiniz yüce olanın oğullarısınız. Kalk ey Allah yeryüzüne hükmet; zira milletlerin hepsine sen varis olacaksın.” (Muharref Tevrat, Mezmurlar Bölümü, 82/6-8)
“Siz Allah’ın, Rabb’in oğullarısınız; çünkü sen Allah’ın Rabb’e mukaddes bir kavmisin ve Rab üzerinde olan bütün kavimlerden üstün olarak kendine has bir kavim olmak üzere seni seçti.” (Muharref Tevrat, Tesniye, 14/12)
Dine dönüştürülen ırkçı Siyonizm ideolojisinin hayata geçirilmesi için ilk teşebbüsü yapan şahıs, Siyonizm’in babası kabul edilen Theodor Herzl’dir. Herzl’in çalışmalarıyla ve başkanlığıyla 1987’de İsviçre-Basel’de toplanan 1. Siyonist Kurultayı’nda Herzl şöyle diyordu:
“Kuzey sınırımız Kapadokya’daki (Orta Anadolu) dağlara kadar dayanır. Güneyde de Süveyş Kanalı’na, sloganımız Davut ve Süleyman’ın Filistin’i olacaktır.”
“Basel’de ben Yahudi devletini kurdum. Eğer bunu yüksek sesle söylersem bütün dünya güler; fakat beş sene içinde veya elli sene sonra herkes bunu böyle bilecektir.”
Siyonizm’in ütopyası, Filistin topraklarına sahip olmakla başlar, Güney ve Doğu Anadolu topraklarını da içine alan “Büyük İsrail”in kurulmasından sonra “Dünya Hâkimiyeti”ne uzanır. Herzl, hedefe giden her yolu meşru gören Siyonist ve Makyevelist anlayışla hiç vakit kaybetmeden işe Filistin’den başlamıştır. Osmanlı toprağı olan Filistin’i Osmanlıdan satın almaya çalışmış; ancak bu sapkın adamın ısrarlı görüşme tekliflerini kabul etmeyen Sultan II. Abdülhamit, bu terbiyesizliğe şöyle cevap vermiştir:
“Bu yerler bana ait değil, milletime aittir. Bu yerlerin her karış toprağı için şehit verilmiştir. 93 Harbi’nde Ordu-yi Hümayun’umun Filistin Alayı’nın askerleri, biri bile dönmemek üzere şehit olmuşlardır. Ben canlı vücut üzerinde paylaştırma yapamam. Filistin’e ancak cesetlerimiz üzerinden girilebilir. Böyle bir teklif yapan bir adam, bir adım daha atmasın ve memleketi terk etsin.”
Herzl’in sözleri maalesef gerçek oldu ve elli yıl sonra 1947’de cinayet ve katliamlarla işgal edilen Filistin topraklarında İsrail devleti kuruldu. Bugün Batı Şeria’ya ve Gazze’ye sıkıştırılan Filistinli Müslümanların vatanlarının yüzde seksen beşi işgal altında. Her gün onlarca Filistinli şehit edilmeye devam ediyor.
Peki, bütün bunlarla PKK terör örgütünün siyasi uzantısı HDP’nin alakası nedir, diyeceksiniz. Sözü HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli’nin itirafına bırakalım da alakayı siz kurun lütfen. Temelli, 31 Mart 2019 Mahalli İdareler Seçimleri öncesi Mardin Kızıltepe’de yaptığı mitingde şöyle diyor:
“Bugün Türkiye’nin en bereketli toprakları burası. Buralar vaat edilmiş topraklar. Musa bütün ömrünü bu toprakları arayarak geçirdi. Geldiler, bu toprakları da kuruttular.”
Pensilvanya’daki sahtekâr, yalancı, şarlatan FETÖ elebaşı da şöyle diyor:
“Haçlının ülkenizi işgal etmesi, çok tehlikeli değildir; çünkü sizin ve onların arasında kırmızıçizgiler vardır. Bir kere onlar; sizin kadınlarınıza, kızlarınıza ilişmezler. Mabedinize ilişmezler, ilişmemiş Haçlılar.”
Siyonizm’in vaat edilmiş kutsal toprakları ütopyasını savunan ve Siyonizm’in kontrolündeki Haçlılara güzellemeler düzen bu Siyonist ve mankurt anlayışlar, Siyonist uşaklığından başka ne ile tavsif edilebilir? Düne kadar maskeleriyle dolaşan bu anlayışlar, bugün artık maskeye de ihtiyaç duymamaktadır. İhanete ihanet, haine hain demeyen kalem kurusun, dil tutulsun!
Eyvallah!
