Antik Çağdan günümüze kadar önemli medeniyetlere tanık olan Tire, Güme Dağlarının yamaçlarında kurulan, Küçük Menderes Vadisinin verimli topraklarını suladığı yerdedir. Tire Hitit, Lidya, Pers, Bizans dönemlerinden sonra Türk hâkimiyetine geçmiştir. Aydınoğulları, Osmanlı ve Milli Mücadele sonrası Türkiye Cumhuriyeti dönemlerinin şirin ilçesi tarihi ve kültürel özelliklerini yaşatmaya devam eden önemli şehirlerimizden birisidir.
Tire birçok tarihi ve kültürel dokusuyla Ege’ye özgü sakin bir Anadolu kasabası özelliklerini korumaya devam ediyor. Bu özelliği ile özellikle sakinlik, huzur arayan insanların Tire’yi tercih etmesine sebep oluyor.
Özellikle Antik dönem, Beylikler ve Osmanlı dönemi eserlerinin günümüze kadar yaşatılması sayesinde önemli kültür duraklarından birisidir.
Tire’de özellikle Belevi Anıt Mezarı, Yalınayak Hamamı, Yoğurtluoğlu Külliyesi, Necip Paşa Kütüphanesi, Ali Baba Tekkesi, Çöplen Han, Yalınayak Hamamı, Tahtakale Hamamı, Kutu Han, Bakır Han, Derekahve gibi yerleri görmek gerekir.
Tire’de yüzyıllardır devam eden ve Yörük-Türkmen kültürünün geleneklerinden birisi olan sabah kahvaltılarında Kuyu Kebabı ve çorbayı denemek denek.
Tire’yi anlatırken Ayhan Usta’yı anlatmadan geçemeyiz. Yaşayan kültür varlıklarına örnek gösterilecek meslek ve zanaat erbabı Ayhan Usta’nın mahareti Tire sınırlarını çoktan aşmış.
Ayhan Usta
Dondurmacı Ayhan Usta (d.1948)
Şehirleriyle özdeşleşmiş ve şehri sırtında taşıyan insanlar önemlidir. Her şehirde böylesine yüce gönüllü insanlar bulmak mümkündür. Yeter ki bakmasını, görmesini bilelim.
Rumeli Türklerinin bütün özelliklerini üstünde taşıyan ve sorulduğunda Atatürk'ün hemşerisi olmakla övünen Ayhan Usta'da Tireye kök salmış ve şehrine hizmet edenlerden biridir. Bakmayın siz onun nüfus kaydında 1948 doğumlu yazdığına. Tek başına dükkânı çekip çevirmesi, bölgede hatta Türkiye'de adından övgüyle söz ettiren orijinal, katkısız ve kendi geliştirdiği dondurma örnekleriyle önemli bir gastronomi ve kültür taşıyıcısı olmasıyla da övgü ve takdiri fazlasıyla hak ediyor.
Hayatımda aynı anda bu kadar çok dondurma yediğimi hatırlamıyorum. Ancak Ayhan Ustanın yaptığı koruk üzümlü, karadutlu, bal bademli, incirli ve acı bademli dondurmaların lezzeti, orijinalliği ve insan sağlığına zarar vermemesi yönüyle birçok ödüle layık görülmüş.
Ayhan Ustayla yaptığımız görüşmeden sonra yaşattığı geleneksel kültür varlıklarımıza hizmetlerinden dolayı bakanlığımızın onur ödülü vermesi gerektiğini düşünüyorum.
Eline, emeğine sağlık Ayhan Usta…
60 yıldır yaşata geldiği bu kültürü yaşatmaya devam edecek çırak ve kalfalar bulabilse keşke!
Dere Kahve ve Çaybaşı Deresi
Manisa Çaybaşı Deresi
Tirenin tarihi ve kültürel özellikleri Ege'nin birçok şehri gibi insanı kendine hayran bırakıyor.
'Dere Kahve' adıyla meşhur Güme Dağından şehre doğru uzanan derin bir vadi içinde bulunan bölge özellikle yaz aylarında havası ve doğal cazibesiyle insanları kendine çekiyor.
Tire’nin birçok yönden de Manisa'ya benzediğini söylemek gerekir. Çarşıları, kervansarayları, hanları, hamamları... Özellikle Manisa’da bulunan Karaköy’deki Çaybaşı Deresi ile Tire'deki Dere Kahve bölgesinin neredeyse aynı tabiat özelliklerine sahip olması dikkat çekici. Ancak aradaki fark şurada: Tire’deki Dere Kahve tarihi kültürel ve ekolojik dokusunu bugüne kadar getirmiş. Bakımlı, düzenlenmiş, derenin soğuk suları akmaya devam ediyor. İnsanların gezip dolaşabileceği, rahat nefes alabileceği, çınar ağaçları ve yeşilin birçok tonunu insanlara sunmaya devam ediyor.
Tire, Dere Kahve
Tire Dere Kahve’nin güzelliklerini, bakımlı halini görünce Evliya Çelebi’nin öve öve bitiremediği Manisa Çaybaşı Deresi mesire alanının da bir an önce eski güzel günlerine getirilmesi gerektiğini düşünmeden edemiyor insan.
Temennimiz odur ki Çaybaşı Deresinin de bir an önce Tire’deki Dere Kahve gibi düzenlenip tekrar canlandırılması ve mesire bölgesi merkezi haline getirilmesidir.