Türkiye ve Türk dünyasını birbirinden ayıramazsınız. Ayırmak isteseniz de bunun mümkün olmadığını, olamayacağını tarihi tecrübeler ve günümüzün uluslararası şartlarında yaşayarak görürüz!
Türkiye ve Türk dünyası iki farklı dünyaymış gibi görünse ve gösterilmek istense de ortak tarihi, kültürel değerleri, aynı kaderi paylaşan insanların aralarında binlerce km. mesafeler olsa ve birbirlerinden yüzlerce yıl ayrı kalsalar dahi Türkçenin gücü, kültürel zenginlikler sayesinde Türkleri tamamen birbirinden ayırmanız mümkün değildir.
Türkler farklı coğrafyalarda yaşasalar da, aradan uzun zaman, tarihi olaylar geçse de bugünün ve geleceğin dünyasında enerjiden tarıma, sanayiden kültüre, bilimden sanata, inşaattan teknolojiye her alanda birbirine muhtaçtır. Ortak ihtiyaçlar ve uluslararası şartlar Türk devletlerini Türk Devletleri Teşkilatı’nın kurulmasını zorunlu hale getirmiştir.
Birçok alanda birbirinin desteğine ihtiyaç duyan Türk devlet ve topluluklarının aralarında binlerce kilometre, farklı iklimler ve farklı siyasi rejimleri olsa da günün birinde tekrar buluşacakları, aynı çatı altında birleşeceklerini öngörmemek büyük yanılgıdır.
Türk devlet ve topluluklarını birbirine bağlayacak büyük ve kutsal birliğin adı Enver Paşa ve Ziya Gökalp gibi öncülerin ifadeleriyle Turan’dır. Türk devlet ve topluluklarının şimdilerde Türk Devletleri Teşkilatı adı altında buluşmaları ‘Turan’ yolunda atılmış büyük bir adımdır.
Türk devlet ve topluluklarının her alanda bir bütünlük, benzerlik oluşturduğu söylenemez. Bunun için ayakları yere basan uluslararası normlarda kültürel, ekonomik, hukuk, askeri, teknolojik vb. çok ciddi çalışmalara ve zamana ihtiyaç vardır. Türk devletleri arasında bizce çok büyük engel teşkil etmeyecek bazı tali konuların zamanla aşılacağı görülecektir.
Türk devlet ve toplulukları tarih boyunca 130’dan fazla devlet ve beylik kurmuş, farklı siyasi, ekonomik, kültürel çevrelerin etkisiyle şekillenmişlerdir. Ancak gelinen noktada tarihin olumsuz etkilerinden kurtulmak istenmektedir. Etimoloji, dil, tarih, kültür, ekonomi, askeri, teknoloji, ticari, eğitim vb. birçok alanda 1990’larda başlayan çalışmaların geldiği nokta gelecek için umut ve heyecan vericidir.
Her ne kadar kısa vadede Türk Devletleri Birliğinin oluşumuyla ilgili yüzyılların birikimiyle oluşan tortuları kaldırmak mümkün görünmese de beş yıl sonra tablonun daha da netleştiği görülecek, Türk dünyasında istikrar ve güven devam ettiği sürece on yıl sonra birçok insanın hayal bile edemeyeceği aşamaya gelinecektir.
Türk Devletleri Teşkilatı ve üye ülkeler arasında ortak para birimi, pasaport, ortak askeri, teknoloji, ortak müfredat, ortak eğitim, ortak hukuk sistemi… yaşam standartlarının
arttırılması, hayata geçmiş olacaktır. Türk Devletleri Teşkilatı ve üye ülkeler ortaklıklarını, arttırarak yol almak durumundadır.
Türk devletlerinin var olan farklılıklarını değil benzerliklerini, dostluklarını ve ortak çıkarlarını ön planda tutarak hareket etmeleri herkesin ortak çıkarına olacaktır.
*Türk Tarihi Bilim Uzmanı, TARSAM (Tarih Stratejik Araştırmalar Merkezi), [email protected]