Ülkemizde ilk özel öğretim kurumlarının Selçuklu ve Osmanlı Dönemlerinde padişahlar tarafından kurulan medreselerin olduğu söylenebilir. Zira medreseler vakıf statüsünde oldukları için Devlet öğretim kurumları olmalarından ziyade özel öğretim kurumları olarak kabul edilebilir. Özel okulların hakkında ilk defa 30 temmuz 1918 tarihinde Mekatib-i Hususiye Talimatnamesi ile düzenleme yapılmıştır. Buna rağmen 1922 yılından 1962 yılına kadar özel öğretim kurumları açılamamıştır. Ülkemizde Şu anda 75 Vakıf Üniversitesi ve 4 Vakıf Meslek Yüksek Okulu ile 129 Devlet üniversitesi olmak üzere toplam 208 üniversite bulunmaktadır.
Ülkemizde özel yüksek öğretime talep artmaktadır, öğrenci sayısı arttıkça yeni yüksek öğretim kurumlarına ihtiyaç meydana gelmektedir. 1933- 1946 yılları arasında yeni üniversiteler kurulmuş, zamanla bu üniversiteler kapasitesini artırmak zorunda kalmıştır. 1960'lı yıllarda özel üniversiteler kurulmaya başlanmış, 1968 yılına kadar 44 adet özel öğrenim kurumu faaliyete geçmiştir. Bu özel yüksek öğrenim kurumlarında öğrenim ücretleri çok pahalı olduğundan ancak bu kurumlara zengin aile gençleri gidebilmiştir.
Ancak bu özel öğretim kurumlarının gece bölümlerine de gündüz bir işte çalışan orta halli veya dar gelirli aile gençleri de gitme imkanına kavuşmuştur. Bu çeşit özel öğretim kurumları büyük şehirlerde kurulmuştur, zamanla özel yüksek öğretim kurumları ticarethane haline getirilmiş, az yatırım gerektiren bölümler açılmış, Devlet üniversitelerinde görevli akademisyenlere daha fazla maaş verince daha tecrübeli akademisyenleri bünyesine dahil etmiş, parasını ödeyen herkese diploma vermiştir.
1981 yılından itibaren özel üniversite sayısı artmaya başlamış, zengin gençleri bu üniversiteleri tercih ederken dar gelirli aile çocukları da yüksek puan çekebilirse Devlet Üniversitelerine girme şansına sahip olmuşlardır. Bu durum ise eğitimde eşitlik ilkesine aykırıdır. Anayasanın 50. maddesine göre: Halkın eğitim ve öğretim ihtiyacını sağlama devletin önde gelen görevidir." liseden mezun olduğum yıl Üniversite sınavında düşük puan aldığımdan dolayı bir yüksek öğrenim kurumuna girememiştim. Bütün arkadaşlarım üniversiteye girmeye hak kazanınca ben de parasızlıktan özel bir yüksek öğrenim kurumuna gidememiş ve bir yıl beklemek zorunda kalmıştım, Meslek Lisesi mezunu olmadığımdan büyük şehirlerde hem çalışıp hem de gece yüksek okuluna girme şansım da yoktu.. Yoksul bir ailenin çocuğu olduğum için hayata üç sıfır mağlup olarak başlamıştım, maddi ve manevi zorluklar içinde mücadele ederek ancak bu günlere gelebildim.