Suriye iç savaşı sebebiyle sıcak denizlere inen Rusya başta olmak üzere Yunanistan’ın, İsrail’in, Mısır’ın, Çin’in, ABD’nin ve Fransa’nın petrol-doğalgaz arama gemileri ve donanmaları Doğu Akdeniz’de cirit atıyor. TSK, bu süreçte Akdeniz de dâhil olmak üzere üç denizde Cumhuriyet tarihinin en büyük tatbikatını yapacak. “Mavi Vatan 2019 Tatbikatı”… Tam da bu dönemde CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki haklarını korumak için yapılan petrol-doğalgaz araması çalışmalarının boşuna masraf olduğu anlamına gelen soru önergesi verebiliyor. Bu anlayışın mahalli idareler seçimlerinde kamu yönetimine seçilmesi veya seçilmemesi, Türkiye’nin bekasını ilgilendirmez mi? Türkiye’nin güneyden kuşatılması Türkiye’nin beka meselesi değil midir?
Binlerce insanımızı şehit eden, binlerce insanımızı katleden, ABD ve Batı tarafından lojistiği sağlanan ve kırk yıldır Türkiye’nin başına bela edilen beynelmilel Siyonizm’in uşağı PKK’nin Suriye kolu olan PYD/YPG/SDG’nin yine haydut ABD tarafından elli bin TIR ağır silahla donatılarak ve kurulan yirmi iki üste eğitilerek Suriye’nin kuzeyinde bir terör koridoru oluşturulmaya çalışıldığını sağır sultan bile duydu. Bu terör örgütünün Güneydoğu Anadolu sınır illerimizde roketlerle, bombalarla aldığı canların acıları hâlâ taze. Zeytin Dalı Harekâtı’yla Afrin’i bu terör örgütünden temizlerken verdiğimiz şehitler canımızı çok yaktı. Bütün bu gerçekler ortadayken CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun ve bazı CHP milletvekillerinin PYD’yi terör örgütü olarak görmediklerine dair söylemleri, Kılıçdaroğlu’nun TSK’nin Afrin’in merkezine girmemesi gerektiği ve PYD’nin Türkiye’ye saldırmayacağı beyanatı herkesin malumu. Şayet Türkiye’nin güneydoğu sınırında PYD ile oluşturulacak bir terör koridoru Türkiye’nin beka meselesiyse - ki öyledir- bu söylemler ve beyanat da beka meselesi değil midir? Ve bu şaraitteki her seçim, Türkiye’nin bekasıyla ilgili değil midir?
Yeni Zelanda’da Müslümanların camilerini basıp elli Müslüman’ı şehit ederek katliam yapan teröristin manifestosunda ve katliam silahlarının üzerindeki şifreli mesajlarında İslam ve Müslüman düşmanlığının hangi noktalara ulaştığının görülmesi mümkündür. Bu teröristin planlı katliamıyla geçmişte ve günümüzde İslam’ın bayraktarı olarak görülen Müslüman-Türk milletinin tarihine de atıflar yapılarak kin, nefret ve intikam yüklü düşmanlık mesajları verilmiştir Türkiye’ye. Tarihi süreçte Haçlıların Müslüman-Türk milletine yaptığı saldırılar kutsanarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şahsında Müslüman Türk milleti yok edilmekle tehdit edilmiştir. Bu tehditlerle beraber, Müslüman-Türk milletinin Avrupa’dan tamamen temizleneceği, İstanbul’un Konstantinopolis olduğu ve Ayasofya’nın minarelerinin yıkılacağı mesajları da unutulmamış. Bütün bu mesajlardan anlaşılan odur ki Batı’nın zihin kodlarında“Şark Meselesi” Faşistliğinin unutulmadığı gün gibi aşikârdır. İslam’a ve Müslüman-Türk milletine ve Türkiye’ye düşmanlık bu kadar aşikârken Türkiye’nin beka meselesinin olmadığının söylenmesi akla zarar değil mi? Bunlar herkesin gözleri önünde yaşanırken CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun mezkûr katliamla ilgili açıklamasında “İslam dünyasından kaynaklanan terör” ifadesini kullanmasının Türkiye’nin bekasının tehdit edilmesiyle ilgili hiçbir tarafı yok mudur?
Siyonizm’in uşağı ABD’nin her fırsatta Türkiye’ye döviz kuru üzerinden, kontrolündeki kredi derecelendirme kuruluşları üzerinden, Halk Bankası üzerinden ve ihracattaki ek vergiler üzerinden saldırması Türkiye’nin bekasını ilgilendirmez mi? Bu saldırılar karşısında devletin yanında durup bu saldırıları savuşturmak yerine sessizliği tercih edip Türkiye’nin ekonomik sıkıntılarının üç beş oy devşirilmesi için domates, biber, patlıcan pahalılığına indirgenmesi Türkiye’nin bekasına saldıranların değirmenine su taşımak değil midir? Hatta zaman zaman daha da ileri gidilerek yurt dışındaki seyahatlerde Türkiye’de mal ve can güvenliğinin olmadığı beyanatının Türkiye’nin beka meselesindeki anlamı nedir? İktidara talip olan ana muhalefet partisi Genel Başkanı böyle bir beyanatı nasıl verebilir?
Elli yıldır Türkiye’nin başına bela edilen Kandil’in PKK’si ve Pensilvanya’nın FETÖ’sü mahalli idareler seçimlerinde cansiperane bir şekilde CHP-İP-HDP-SP ittifakını desteklemektedir. PKK’nin ve FETÖ’nün Türkiye’nin bekasına tehdit olmadığını söyleyebilenler, mahalli idareler seçimlerinin de Türkiye’nin bekasıyla ilgisi olmadığını söyleyebilirler.
Eyvallah!
Muammer bilek 6 Yıl Önce
Hocam tebrik ederim