Gazetemizi her gün okuyor, sıkı takip ediyorum. Son zamanlarda beni en çok üzen konulardan birisi, Spilos Trekking grubunun lideri Mehmet Güllüpunar’ın yazılarında anlattıkları oluyor. Ve merak ediyorum, bunlara sadece ben mi üzülüyorum diye? Bu konuların yetkilileri kimlerse, acaba bu konular hakkında ne yapıyorlar diye düşünmeden edemiyorum.
Konuyu açarsak, nedir bu konular. Spilos Trekking Manisa’da doğaseverlerin hafta sonları doğa yürüyüşleri yaptığı bir kuruluş. Ve her hafta farklı farklı yerlerde gezi düzenliyor, fotoğraflarında anlaşıldığı üzere müthiş yürüyüşler gerçekleştiriyorlar.
Ancak gezdikleri yerlerde gördükleri manzaralar çok da iyi değil. Hatırladıklarımı anlatacak olursam, Temnos Antik Kenti’nde yürüyüş yapan ekip, definecilerin antik kentte bıraktığı harabeyi hem görmüş, hem de fotoğraflarını çekerek ellerinden geldiğince göstermeye çalışmış.
Görüntüler, çok iç acısıydı. Antik kentte her yer delik deşik edilmiş. İçinde insanın yürüyeceği tüneller kazılmış, tarihi mezarlar açılmış ve öylece bırakılmış. Görüntülerdeki çirkinlik bile mide bulandırmaya yetiyor aslında. Antik kentlerin yağmalanması, birilerini harekete geçirmeli bence.
Yine yazılarından hatırladığım kadarıyla Yoğurtçu Kalesi’nde de benzer durumlar vardı. Benzerlik kısmı, yetkilileri ilgilendiriyor. Çünkü tarihi kale, bildiğim kadarıyla yıkılmak üzere. Üstelik aynı seviyede de kalmıyor ve her geçen gün daha da kötüye gidiyormuş.
Spilos Dağcıları, her gezisinde yağmalanan mirasın tanığı oluyor adeta. Hemen hemen her hafta bu yazılara şahit oldukça, iyice meraklanmaya başladım. Yetkilisi kimdir, kimlerdir bilemiyorum ama birileri bu durumla ilgilenmeli.
Daha önceki gün İstanbul’da, Türkiye tarihinin en büyük tarihi eser operasyonunun yapıldığını okuduk, izledik. Çıkan eserler, adeta şaşkınlık yarattı hepimizde. Çok anlamam ama sanırım tüm dünyanın şaşırdığı eserler çıktı ortaya. Bu da bize gösteriyor ki ülkemizde define işi küçük çaplı yapılan bir şey değil.
Ancak neden önlem alınmıyor? Neden kültürel mirasımız yok edilirken, tarihi mezarlar yok edilirken, tarihi sütunlar, kaleler yıkılarken, tarihi antik kentler yağmalanırken, hiç kimse bir şeyler yapmıyor ?