Osmanlı Devleti, tam 400 sene Filistin'i, Kudüs'ü iki nefteli bir çavuşla yönetti, çok değişik ırk, din ve mezhep mensuplarını adaletle bir arada kardeşçe yaşattı. Hiç bir kimseyi aç ve açıkta bırakmamıştır. Sultan 2. Abdühamid Han, Maruni ile Dürzilerin arasındaki ihtilafı çözmek için Dağıstanlı Mustafa Fazıl Paşa'yı göndermiş ve asayişi sağlamıştır. Filistin'de yabancılara bilhassa Musevilere toprak satışını yasaklamıştır. Filistinliler ihanetine rağmen Cemal Paşa, askerin yiyeceği buğdayı bile yerli Araplara, Hristiyanlara dağıtmıştır.
Başbakan rahmetli Süleyman DEMİREL, Kudüs'te Mescid-i Aksa'yı ziyaretinde Müftü Efendi şöyle diyor: " Osmanlı gitti, huzur bitti." Siyonistler, iki bin yıllık hayallerini gerçekleştirmek için her yolu mubah görmüşler, son 150 yılda çok mesafe katetmişlerdir. Birinci Dünya Savaşında Arap ayrılıkçılar El AHİD ve Yahudi Aroon kardeşler öncülüğünde Museviler NİLİ istihbarat ve ihanet teşkilatlarını kurmuşlar, Türklerin Orta Doğu'dan gitmeleri için iş birliği yaparak Devletimize ihanet etmişlerdir.
Birinci Dünya Savaşında Filistin ve Gazze Cephesinde kayıplarımız şunlardır: 35.973 şehit, 105.497 yaralı, 153.735 esir, 40.900 hastalık nedeniyle vefat, 360 top, 800 makineli tüfek, 89 lokomotif, 468 yük ve yolcu vagonu, kamyon ve otomobiller. O günleri yaşayan rahmetli babam, gazi olan akrabalarımız ve komşularımız Filistin ve Gazze ile Sina cephesinde yaşadıklarını göz yaşları ile anlatırlardı. 15 bin Mehmetçik İngiliz esir kampında gözlerini kaybetmiştir.
"MAZLUMUN BEDDUASI İLE ALLAH ARASINDA PERDE YOKTUR." HZ MUHAMMED (S.A.S.) Siyasette, devlet yönetiminde hatalar affedilmiyor, geçmişte yapılan hatalar gelecekte karşımıza çıkıyor. Devlet hayatında gafletin sonu hüsrandır. Sultan Abdülhamit Han, Filistin'de yabancılara ve özellikle Yahudilere toprak satışını yasaklamasının amacı Filistinli Arapları korumak içindi.
Bütün ihanetlere rağmen Türk milleti ve Devleti dini sebeplerle Filistinli mazlumları daima korumuş ve savunmuştur. Türk Milleti ve Devleti mazlumlara sığınak ve kalkan olmuştur. Filistinli bazı gruplar ise Türkiye'ye ve Türk milletine düşmanlığa devam etmişlerdir. Ülkemize düşman olanlarla dost olmuşlardır. Filistinliler ve Arap Milliyetçileri şu sorulara cevap versinler:
Osmanlıya kim ihanet etti? Yahudilere kimler toprağını sattı? 17 Aralık 1917 günü General Allenby komutasında Kudüs'ü işgal eden İngiliz Ordusunu alkışlayanlar ve törenle karşılayanlar kimlerdi? Ülkemizdeki terör örgütlerine kimler yardım etti ve nerede silahlı eğitim kampları kurdu? ASALA, P.K.K., DEV-GENÇ v.s. militanları nerede eğitildi? Bağımsız Kürdistan'a, Kıbrıs Rum Yönetimine kimler destek verdi? Türk Ordusunu Kıbrıs'ta kimler işgalci olarak ilan etti? Karabağ'da kimler Ermeni çetelerini destekledi?
Ülkemizin Akdeniz'de çıkarları konusundaki haklı mücadelesinde Yunanistan'ı ve Kıbrıs Rumlarını kimler destekledi? Türkiye, Filistin sorununun çözümü için üçlü zirve yapılmasını teklif edince kim karşı çıktı ve üçlü zirvenin Kıbrıs Rum kesiminde yapılmasını önerdi? Mahmut Abbas, zulme uğrayan ve asimile edilmeye çalışılan Müslüman ve Türk olan Uygurları terörist olarak ilan etmiş ve Çin'i açıkça desteklerken hiç utanmadı mı?
Sivillerin, yaşlı, çocuk ve kadınların katledilmeleri bir insanlık suçudur. bir insan ve Müslüman olarak yapılan bu insanlık dışı saldırıları normal karşılamak, desteklemek ve ses çıkarmamak bir insanlık suçudur. Zulme karşı çıkmayanlar da zalime ortaktır. Nazilerin kendilerine yaptıklarını bugün Yahudiler masum Filistinli sivil halka yapmaktadırlar.