Kişioğlunun her zaman bir günü bir gününe tutmaz, bazen dağlar devirir, yollar düzeltir, bazen miskin olur hiçbir şeye gücü yetmez, dağılır kabuğuna çekilir gider. Fakat felek senin halini dinlemez ne gerekse o yolu mukabilince tamamlansın, der. Neler tamamlanır neler tamamlanmaz o meçhuldür, Tutunduğu, tuttuğu ipler bağlar, kendi haline bırakmaz. Öyle olunca da gönül bir o yana gider bir bu yana, kararsızlık yolunda aranıp durur.
Her an karşımdasın, nereye gitsem yanımdasın, söylemek kolay, yapmak ne zormuş. Unuturum, dalarım hayallere, sen unutmazsın, yâdımdasın, öyle bir cilveyle kalır mıyım? karşımdasın
“Hem batınım hem zahirim, hem evvelim hem ahirim
Hem ben oyum hem ol benim, ol kerim ve süphan benim”
Uzun yolculuklardan yorulanlar, dertsiz kaygısız süphan dağında kalmak, murat almak ister, fakat vakti ne çok kısaldı, dar vakitte yolcunun heybesinde, yanında ne var.
Yorulup da yetmez gücün, azalmıştır hevesin, susuzluğun geçmez, çıkmaz olur nefesin, o kuş bilsin ten kafesinde olduğun, hem uzun hem çok kısa seferin. Yolculukta arar durusun, karar bilmez, yanar bitersin. Yolar uzun karışık, bilerim sende esenlik, inanırım bize imdat edersin.
“Bilen bilir biliri, bilmeyen ne bilir biliri
Sen seni bilmez isen bula gör bir biliri “