Gemisini yürüten kapudandır, sözü hem mesel hem şiir olmuştur. Bu hem yapılan işin bir beceri ve kabiliyet gerektirdiğini anlattığı gibi bazen zıt anlamlara da izafe edilir ki işini yürütenin ne olursa olsun bu işi başarmak için engel tanımadığı sonuca gitmek için her türlü gayreti gösterdiği ve sırf kendi menfaati üzre hareket ettiği de var sayılabilir.
Ancak başarılı insanlar, toplumun ve cemiyetin menfaatleri için hareket edip kitlenin menfaatleri için çalışır ve fedakârlıkta bulunurlarsa büyük ve saygıdeğer olurlar. Bu durum sanat ve edebiyatta da kendini gösterir. “Yahya Kemal’i ve Ahmet Hamdi Tanpınar’ı önemli yapan etkenlerden biri, ferdi benliklerini aşmaları, kendi şahsiyetleri ile tarih, millet, kültür ve sanat denilen büyük gerçekler arasında derin münasebetler kurmalarıdır.”*
Milletlerin kaderinde, elde edilen başarılar, fetihler, imar faaliyetlerinin yeri çok mühim olmasına rağmen, acılar, kurtuluş mücadeleleri ve çekilen eziyetlerinde derin izleri bulunmaktadır. Osmanlının son devirlerinde balkanlarda yaşayan milletimiz ne çok acılar çekmiştir. Yüzyıllarca yaşadıkları toprakları kaybedilişi, tarifsiz eziyetlerin bilinmesi gerekir. Bunun izlerini edebiyatımızda görmek mümkündür. Necati Cumalı’nın Makedonya 1900 ve Viran Dağlar isimli çok kıymetli eserleri, bu acıları pek hisli bir şekilde anlatır.
Birinci Cihan Savaşındaki yenilgiyle yapılan Mütareke zamanı Türk tarihinin dönüm noktalarından biridir. Bu zamanda yaşayan büyük şahsiyetlerin memleket meselelerini en derin heyecan ve dikkatle ele aldıkları, inceledikleri bununla da kalmayarak Türkiye’nin kaderini çizen tercihler yaptıkları bir devirdir. Bu devirde milli mücadele için yazılıp çizilenler güç kuvvet olurken, sonraki nesiller için de ibret ve anlayış olmuştur.
Sanatkâr zamanına ve topluma ait olduğu gibi yeni gelişmelere de yakın olmalıdır. Daima bize lazım olanı düşümdüm demeyi bilmelidir. “ Sanat, şahsiyet, mizaç ve hayat tecrübesi ile beraber hazmedilmiş kültüre dayanır. Kültür zengin kaynaklarla beslenmek demektir.” *Fakat bu demek değildir ki Sanat, belirli sınırlamalarla ve dar çerçevede hareket etmemelidir. O’nun estetiği ve güzelliği yakalayıp, yenileşmeyle gücü artacaktır.
*M. Kaplan