Osmanlı Türk-Rus Savaşı, Balkan Harbi ve sonunda Birinci Dünya Savaşı yenilgileriyle, devletin gücü büyük ölçüde zayıflamış, nihayetinde 30 Ekim 1918’te Devletin Ordusuna silah bıraktıracak ve Ülkenin parçalanmasını öngören Mondros Mütarekesi imzalanarak, Memleketin işgaline kapı aralanmıştır.
Müteakiben, 18 Ocak 1919’ da Paris Konferansı düzenlenmiş ve İhtilaf devletleri olan İngiltere, Fransa, İtalya’ya Yunanistan eklenerek, İzmir ve havalisinin Yunanlılara verilmesi kararlaştırılmıştır. Bu haberler üzerine her ne kadar İzmir ve Manisa’da ve dahi bazı ilçelerde işgale karşı irade beyan eden, İhtilas-ı Vatan, Müdafa-i Hukuk, Cemiyet-i İslamiye, Redd-i İlhak adı ile vatanın kurtarılması ve haklarının korunması için, Cemiyetler kurulmuş ve de merkezi Hükümete yirmi beş civarında telgraf ile mücadele yönünde tedbir alınması istenmiş ise de, Manisa Belediye Reisi Bahri Bey ile Manisa Müftüsü Âlim Efendi, Müdafa-i Milliye Reisi Kamil Bey, Donanma Reisi İbrahim Bey, Ticaret Odası Reisi Süleyman Bey, Müderris Cevdet Bey, Mahmutbeyzade Kani Bey, Karaosmazade Nuri Bey, Küllahdaşzade Rıza Bey, Yavaşzade Hasan Bey’in başını çektiği bu teşebbüslere, herhangi bir müspet cevap alınmamış, aksine halkı sakinleştirmek adına, Şehzade Abdürrahim Efendi, Manisa ve İzmir’e gelerek “Padişah Nasihati” adı altında halkı sükûnete davet etmiştir. Hatta ileride “Hüsniyadis” adıyla tarihe geçecek, Yunan işgali yanlısı Giritli Hüsnü Bey 25 Mart 1919’da Manisa Mutasarrıfı olarak tayin edilmiştir.
15 Mayıs 1919 günü Yunan savaş gemileri, İngiliz savaş gemilerinin refakatinde İzmir’e çıkmışlar, İzmir’de Yunan’a karşı koyma imkânının kalmadığını anlayan Albay Kazım (Özalp) Bey Manisa’ya gelmiş ve Belediye Başkanı Bahri Bey’in evinde, Manisa’nın ileri gelenleri ile toplantılar yapmış ve Manisa’da bulunan silah ve cephanenin gerilere çekilmesi ile işgale karşı teşkilatlar kurularak mücadelenin başlatılması hakkında görüş birliğine varmışlardır. Mühimmat sevkiyatı başlamış, ancak Mutasarrıf Hüsnü cephanenin kısmi sevkiyatın dahi geri getirilmesini emrederek, cephanenin iç bölgelere taşınmasına izin vermemiş, on gün sonra da 25 Mayıs 1919 ve müteakip günlerde de Yunan askerleri Manisa’ya girmişlerdir.
Manisa’da Yunan işgalinin başlaması üzerine, Belediye Reisi Bahri Bey’in teşviki ile o sırada Manisa Hapishanesi Başgardiyanı olan Parti Pehlivan, mahkûmları serbest bırakarak yanına aldığı gönüllüler ile birlikte, Yunan kuvvetlerine karşı direniş başlatmak için Akhisar’a gitmişlerdir. Böylece Manisa merkezdeki direniş hareketleri kuvveden fiile geçmiş olmaktadır.
Parti Pehlivan,1872 Selanik/Serez doğumlu, iri yapılı, sert bakışlı, tam bir pehlivan cüssesine sahip olup, etrafını etkileyecek bir görünüme sahiptir. Memleketindeki güreşlerde galip gelenlere verilen ödüllere “Parti” dendiğinden genellikle bu ödülleri alan Mehmet Pehlivana “Parti Pehlivan” namı verilmiştir. Hareket Ordusuna ve Irak cephesinde Kut Savaşına katılmış bir asker olup, Serez’de iken de İttihatçılarla birlikte Rum ve Bulgar çetecileriyle dağlarda çarpıştığından tecrübeli bir mücadele adamıdır. Zaten bu sebeple balkan komitacıları tarafından başına ödül konularak aranır olduğundan, önce İzmir’e gelir, sonra da buradaki Derviş Paşa’nın delaletiyle Manisa Cezaevine Başgardiyan olarak tayin edilir.
Parti Pehlivan, Akhisar’da Kuva-yı Milliye teşkilatlanmasında görev almış, buradan Balıkesir’e geçmiş ve 12 Haziran 1919’da Bergama’yı işgal etmiş olan Yunan kuvvetlerine karşı, içinde bulunduğu milli kuvvetlerle birlikte ilk baskını vererek, Yunan kuvvetlerinin 400 kayıp ile birlikte geri çekilmesinde ileri derecede etkili olmuştur. Bergama baskını milli mücadeleye müspet katkı yapmış, Akhisar, Salihli, Soma cephelerinin kurulup güçlenmesini sağlamıştır.
Bu arada Çerkez Ethem de Soma’da mahiyetindeki sekiz atlı ile birlikte, milli mücadeleye katılması için Kazım (Özalp) Bey’le görüşmüş ve milli mücadeleye katılmak üzere Salihli’ye gelmiş, Balıkesir, Bandırma ve Bursa’dan gelen gönüllülerle birlikte önemli bir güç oluşturarak Yunanlılarla mücadeleye başlamıştır. Parti Pehlivan’da Celal (Bayar) Bey’in tavsiyesi ile Çerkez Ethem kuvvetleri ile birleşmiştir. Hatta Celal Bayar’ın hatıratında; “ben cepheye teftişe çıktığım zamanlarda, binbirtepelerde Parti Pehlivanın müfrezesine rastlardım. Hepsi usulüne göre atlarından inerler beni selamlarlardı” diye bahsetmesi, Parti Pehlivan’ın cephedeki etkisini göstermektedir.
Bilahare, Parti Pehlivan Çerkez Ethem ile birlikte, Gönen-Manyas hattındaki Hükümet yanlısı Aznavur Ahmet ayaklanmasını bastırmakla görevlenirmiş ve aznavur kuvvetlerin hezimete uğratılmasında etkin olmuştur. Keza, Yozgat isyanında da Çerkez Ethem ile birlikte bu isyanın bastırılmasında önemli rolü olmuştur. 1920 Temmuz ayında Parti Pehlivanın müfrezesiyle içinde bulunduğu Çerkez Ethem, Kuva-yı Milliye Komutanlığı ile görüşmüş, Buldan ve Demirci hattında ilerleyen Yunan Kuvvetlerine taarruz etme vazifesi almışlardır. Kütahya üzerinden Demirci’ye doğru ilerleyerek 8 Temmuz tarihinde çok çetin geçen muharebelerle, Yunan kuvvetleri bozguna uğratılmış ve Demirci’ye girememişlerdir. Hatta Demirci muharebelerinde de Parti Pehlivan müfrezesi, Yunan kuvvetlerine çok sayıda zayiat verdirerek silah ve mühimmatlarını bırakarak geri çekilmelerini sağlamıştır. Bu tarihe kadarki batı cephesinde, Yunan ilerlemesini durduran en önemli başarı bu muharebe olmuş, Mustafa Kemal Paşa 21 Ağustos tarihli meclis konuşmasında bu başarıyı övmüştür. Bu yönü ile Demirci muharebeleri Çerkez Ethem ve Parti pehlivan Alayı, daha önce Yunan kuvvetlerinin karşı direniş olmaksızın ilerleyişini durdurmada ilk olmuş ve millet üzerinde, milli mücadeleye başarılabileceğine dair ümit doğurmuştur.
Daha sonra Gediz taarruzu ile görevlendirilen bu kuva-yı seyyare, bazı iç çekişmelere sahne olmuş, Parti Pehlivan müfrezesinin Yunan birliklerine erzak ve mühimmat taşıyan askeri kafilelere baskınlar yaparak, Yunan kuvvetlerinin ikmal yollarına darbeler vurmasına karşılık, Çerkez Ethem Birliklerin geri durması ve baskınlara katılmaması sebebiyle taraflar arasında ilk güvensizlik oluşmuştur.
Çerkez Ethem’in komutasındaki Kuva-yı Seyyare denilen bu kuvvetlerin, düzenli ordu ile Çatışması başlamıştır. Ankara Hükümeti Dâhiliye vekili Adnan (Adıvar) Bey tarafından, 25 Kasım 1920’de Demirci Kaymakamlığına tayin edilen İbrahim Ethem (Akıncı) Bey, bir türlü anlaşma sağlanamayan Çerkez Ethem ile yolları ayırıp, mücadeleye girişmiştir. İlk olarak Kütahya’yı ellerinden almış, Çerkez Ethem Parti Pehlivan’ı ön safta bırakarak geri çekilmiştir. 1921 Ocak ayı başlarına kadar düzenli ordu ile Parti Pehlivan’a bağlı guruplar arasında birçok çatışma yaşanmış, 2 Ocak 1921’de Çerkez Ethem’in Büyük Millet Meclisine başkaldıran telgrafının okunması ile Erkan-ı Harbiye emri ile Kuva-yı Milliye müfrezelerinin zaten kesin olarak kaldırılmasına karar verilmiştir. Bundan sonra Çerkez Ethem kuvvetleri yer yer düzenli ordu ile çarpışmaya devam etmişlerdir.
Bunda sonra Çerkez Ethem ile Parti Pehlivan arasında çekişmeler başlamış, Parti Pehlivanın da içinde bulunduğu bazı müfreze komutanları ellerindeki mühimmat ile birlikte Milli Orduya katılmak istediklerini bildirmeleri karşısında, Çerkez Ethem kardeşlerinin de Yunanlıların elinde bulunması sebebiyle Yunanlıların yanında olmayı tercih etmiştir. Parti Pehlivan 23 Ocak 1921’de Çerkez Ethem’den ayrılmıştır.
Parti Pehlivan, Yanındaki yardımcıları olan Halil Efe, Sarı Mehmet Efeleri top ve makinalı tüfekler dâhil mühimmatları ve erleriyle birlikte düzenli orduya katılmaları için ikna ederek birinci süvari alayına göndermiştir. Kendisi de “affedilmesi isteğini” milli kuvvetlere bildirmiş, kendine bağlı efeleri peşinen milli orduya göndermiş olması, af isteğinde samimi olduğunu gösterdiğinden, Eskişehir İstiklal Mahkemesinde 7 Şubat 1921’de yargılanmış ise de diğer yararlılık gösteren efeler gibi beraat etmiştir. Böylece, düzenli orduya katılmış ve Demirci Akıncıları arasında Milli Mücadelede 11. Akıncı Müfrezesi Kumandanı olarak, Demirci ve Simav bölgelerinin korunmasında görevlendirilmiştir. Yunan Kuvvetleri birçok defa Demirci, Gördes hattını geçmeye çalışmışsa da Demirci Akıncılarının ikinci komutanı mevkiinde olan Parti Pehlivan’ın kuvvetlerini aşamamış, bilahare Parti Pehlivana eski yardımcısı Halil Efe ile birlikte, Yuna Karakollarını basma ikmal yollarını kesme ve haberleşme ağaları olan köprü ve telgraf hatlarını bozma görevleri verilmiştir. Salihli ve Kula hattında ise Yunan Taburunu perişan etmiş, tabur komutanı dâhil çok sayıda Yunan askerini bertaraf etmiştir.
Yunanlıların, Parti Pehlivan’ı teslim almak için karısını kaçırarak, kendisini tehdit etmesine de itibar etmemiş, Bigadiç baskını ile kasabayı ve mühimmatları ele geçirmiş, Yunanlıların Gördes’i ele geçirmek için, Sındırgı, Akhisar ve Salihli üzerinde ilerlemeleri, birçok kanlı baskın ile sekteye uğratılmıştır. Bilahare bu bölgede karşılıklı çatışmalar, geri çekilip, ilerlemeler ile sayısız muharebeler devam eder, karşı tarafa çok sayıda zayiat verdirilirken, pek çok şehit de verilir. Gördesli Makbule ve eşi Halil Efe’de bu şehitlerin arasındadır. Parti Pehlivan’ın yaralı olduğunu öğrendiği Saçlı Mustafa Efe ziyarete gittiği, Sındırgı’nın Alacaatlı mevkiinde, Yunanlılarla yapılan muharebede çok sayıda Yunan askeri öldürülmüş, bu çarpışmada Parti Pehlivan da sağ gözünden yaralanmıştır.
22 Ağustos 1922’ de büyük taarruz başladığında da Parti Pehlivan ve Akıncı birliklerine, Gediz, Uşak, Alaşehir, Salihli, Akhisar, Balıkesir ve çevrelerinin Yunanlılardan tamamen temizlenmesi emri verilmiştir. Parti Pehlivan ve Akıncı Birlikleri bu vazifelerini Taarruz halindeki ordu ile koordineli olarak yerine getirmişlerdir.
Zaferden sonra, Parti Pehlivan’a kırmızı şeritli İstiklal Madalyası verilerek, Milis Miralay rütbesiyle emekli olmuş ve kendisine Hacıhaliller köyünde Rumlardan kalma bir çiftlik ve arazisi verilmiş olup Parti Pehlivan, Baskak soy adını alarak burada yaşantısını sürdürmüş ve 6 Ağustos 1941 yılında vefat ederek Manisa Merkez Çatal mezarlığına defnedilmiştir.
Manisalıların vefa nişanesi olarak, 2010 yılında Demirci’de Mehmet Basak-Parti Pehlivan’ın heykeli dikilmiş, 2014 yılında Manisa Büyük Şehir Belediyesi tarafından yaptırılan Kurtuluş Kahramanları Anıtı’na Parti Pehlivan’ın adı da yazılmış, 2020 yılında yine Demirci Kaymakamlığı tarafından, Kaymakamlık binasının giriş katında “Demirci Akıncıları Kahramanlık Köşesi” oluşturulmuş ve burada Parti Pehlivan’ın bir büstüne de yer verilmiştir. Manisa’da Milli Mücadele konusunda önemli araştırmalar yapan ve eserler veren, dostumuz Prof. Dr. Nejdet Bilgi ve Prof. Dr. Nurettin Dönmez ile çalışma arkadaşlarına ve de bilhassa Parti Pehlivan hakkında özel çalışmalar yürüten Bünyamin As’a, ayrıca şükranlarımızı sunarız.