HOCA İLE TALEBELER VE SONUÇ
Hoca Câhit Gözkân’ın diğer talebeleri hakkında da malumat verebilir misiniz?
Hocam Câhit Gözkân’a çok kişi talebe olarak gelmiştir. Birçok mûsikîşinas da kendisinden istifade etmiştir. Sohbetimiz içinde geçen mûsikî erbabının isimlerinden bu husus zaten anlaşılmaktadır. Biz hocamıza; Ben Cemil Altınbilek, Dilek Ömürlü, Güner Aygün ve Ali Fırtına ile birlikte, 4 arkadaş olarak meşke başladık, geçen 40 yıl içinde her birimiz hocamızı gerek içimizde gerek çevremizde yaşıyor ve yaşatıyoruz. Bizden önceki nesil içinde de bir 4 kişilik arkadaş gurubu vardır. Üçü rahmetli oldu, bunlardan Fahrettin Çimenli hakkında kaleme aldığım bir yazı içinde bahsetmiştim. Şimdi bu vesile ile Fahrettin Çimenli Ağabeyimiz hakkındaki beyanlarımızı tekrar ile onları da anmış olalım;
“Fahrettin Çimenli’yi 1979 yılında talebesi olduğum ve ilk seneden itibaren, yirmi yıl süreyle, hususi ve umumi mûsikî meşklerine katıldığım, hocam Câhit Gözkan’ın (1909-1999) önceleri Salı, sonraları cuma akşamları icra edilen mûsikî toplantılarında tanıdım.
Bizden önceki kuşak talebelerden, Udî ve Kemanî Ş. Ünal Ensari (1937-2016), Kemanî Oktay Özkanç (d.1937), Kanunî Artemiz Biricik (d.1938) ve Tanburî Fahrettin Çimenli (d.1933), dört arkadaş olarak 1956-1959 arası yıllarda Cahit Hoca’ya devam etmeye başlamışlar ve Hoca’nın 1999 yılındaki vefatına kadar, kırk yılı aşkın süre de bu hoca-talebe ilişkisi, adeta baba-oğul ve dost halkası halinde devam etmiştir.
İlk önce Cerahpaşa Camii İmamı Hafız İsmail Karaçam, Ünal Ensari’yi, kabiliyetli bir genç diye Cahit Hoca’nın evinde yapılan fasıllara götürüyor ve kendisi ile tanıştırıyor. Sonrasında da Ünal Ensari, mûsikî arkadaşları olan, Artemiz, Oktay ve Fahrettin’i, Hoca Câhit Gözkan’ın evinde yapılan fasıl akşamlarına götürüp, tanıştırıyor. İlk gittiklerine gençler hazırladıkları Neveser peşrev ve saz semaisi icra ediyorlar. Hazır olan misafirler kendilerini dinliyor ve tebrik ediyorlar, üzerine Cahit Hoca bir Neveser Taksim ediyor. Ki, bu defa gençler hayranlıklarından şaşırıp kalıyor ve mahcubiyetten ne yapacaklarını bilemiyorlar, nasıl biz böyle bir ortamda saz çaldık diye utanıyorlar. Böylece kırk yılı aşacak bir hoca-talebe münasebeti başlıyor, Üniversite Korosu, Agâh Dede’nin dükkânı, Fahrettin’in odası ve Cahit Hoca’nın mûsikî toplantıları içinde yetişiyorlar. Hatta önceleri Etiler semtinde ikamet eden Fahrettin Çimenli’nin mûsikî arkadaşlarına ve Cahit Hoca’ya yakın olmak için, son yıllarında da ikamet ettiği Göztepe’ye taşındığını, Ünal Ensari Ağabeyimiz ifade etmektedir.
Hoca Câhit Gözkân’ın evinde yapılan mûsikî meşkleri, ananeye uygun olarak, geçilen eserler içinde, form, usul, makam ve taksim kritikleri ve uygulamaları şeklinde cereyan eder. Sohbet bahsinde ise, eslafa dair mûsikî hatıraları nakillerinden, gündelik meşgalelerin paylaşımına kadar uzanırdı. Talebelerin dışında misafirlerin de katıldığı, umumi fasıl akşamlarında ise, daha önceden hazırlanmış takımlar geçilir, taksimler edilir, sololar dinlenirdi.
İşte böyle meşk günlerinden birinde sazlarında ilerlemiş olan dört arkadaş Radyo kadrosuna girmek isteklerini aşikâr ederler ve hocalarından destek isterler. Bu dönemde Radyoda saz eserleri programları yapan ve mûsikî muhitinde, Radyonun kurucusu Mesut Cemil’den, Türk Müziği bölümünün başına getirilen Ulvi Ergüner’e yakın arkadaşlıkları bulunan, Câhit Gözkân ve Yekta Akıncı Hocalar, üniversiteli olan Ünal, Artemis ve Oktay’a yüksek tahsil yaptıkları mesleklerini ifa etmeleri, mûsikîyi amatörce yapmaları gerektiğini ifade etmişler. Sadece Fahrettin Çimenli’nin o sıralarda “singer” markalı dikiş makinaları firmasında çalışıyor olması sebebiyle, profesyonel mûsikî hayatına geçmesini uygun görmüşlerdir. Zira büyük hocaları Ahmet Mükerrem Akıncı ve Kanunî Mehmet Bey’in, “mûsikînin ticari bir iş olarak görülmemesi” yönünde vasiyetlerine, hep uymuşlardır.
Udî, Rebâbî Hoca Cahit Gözkân size özel nasihatleri var mıydı?
Hocam Cahit Gözkân’ın, kelimeler ile nasihatte bulunma gibi bir huyu olmadığı gibi buna ihtiyaç da bulunmamaktadır. Zira: Hoca’nın hali, hayat tarzı, hadiseler karşısındaki tavrı; tam bir örnek insan tipidir. Bütün talebeleri ve yakınlarına numune teşkil etmiştir. Cahit Hoca’ya talebe olmak demek, zaten iyi ve faydalı ve de aynı zamanda her yönden donanımlı insan olmayı öğrenmeye talip olmak demektir. Vesselam…
Bu vesile ile, Hoca Câhit Gözkân’ı vefatında söylediğimiz bir dörtlük ile ve de minnet ve rahmet ile yâd ederek söyleşimizi tamamlayalım.
Açtı kucak yetmiş sene mûsikî ve semâya
Etti taksim hem fâkire hem pir u evliyâya
En nihâyet gezdi ûdu bir dönülmez meyanda
Geçti Câhit Gözkân Hoca Bu dünyâdan ukbâya (07.05.1999)
R. Oktay Özkazanç 13 Ay Önce
Bütün bu yazdıklarınız tamamen doğrudur. Ancak Fahrettinin yaptığı bir yorumda onun ilk tamburunu alması hatta bağlamadan tambur'a geçmesindeki teşvik ve yardımlarımızdan ve yine hatta halen bende olan ilk tamburunu beraber aldığımız bir yana hayatını anlatırken adımızı bile anmaması içime oturmuştur. Yine de Tanrı'dan rahmet ve mekânının cennet olmasını dilerim.